Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlar
1)Hukuk Muhakemeleri Kanunun MADDE 367 maddesi gereğince ; Temyiz, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflas Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez.
2)Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi),
3)Kira tespit ilamları ve eklentileri olan Mahkeme Masrafları ile Vekalet Ücretleri (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı),
4)Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. Madde),
5)Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar ( MÖHUK. 41/2 ),
6)Sayıştay Kararları (832 sayılı Sayıştay Kanunu 64. Madde),
7)İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1, )
8)Mülkiyetin tespitine ilişkin olmaları nedeniyle istihkak davasının kabulüne dair ilamlar kesinleşmeden infaz edilemez.
9)Boşanmaya ilişkin ilamlarda eklentisi niteliğinde olan tazminat, Yoksulluk nafakası, Mahkeme masrafı ve vekalet ücretleri, (İştirak ve Tedbir Nafakasının Kesinleşmesine Gerek Yoktur)
10)Boşanma, babalık gibi aile hukukuna ilişkin ilamlar, şahsın hukukuna ilişkin ilamlar, bunların eklentileri tazminat, yoksulluk nafakası, vek ücreti ve mahkeme masrafı kesinleşmeden icraya konamaz.
11) İntifa hakkına ilişkin ilamlar ve eklentileri
12)Uyarlama Davası sonucu verilen kararlar ve eklentileri (Kira tespiti olduğundan)
13)Tapu Kaydının iptali ve davacı adına tesciline ilişkin ilamlar ve eklentileri
14)Bir paydaş tarafından diğer paydaş hakkında verilmiş olan Müdahalenin Menine ilişkin ilamlar ve eklentileri.
15)Eser Sözleşmesinin iptali ile ilgili taşınmazların maliklerine teslimine ilişkin ilam ve eklentileri
16)Müdahalenin meni ve eklentilerine ilişkin ilamlar,
17)Şuf’a ilamı kesinleşmeden eklentileri için icraya konamaz.
18)Şirketin fesih ve tasfiyesine ve tasfiye memurunun tayinine ilişkin ilamlar ve eklentileri.
19)Boşanma, babalık gibi aile hukukuna ilişkin ilamlar, şahsın hukukuna ilişkin ilamlar, bunların eklentileri tazminat, yoksulluk nafakası, vek ücreti ve mahkeme masrafı kesinleşmeden icraya konamaz.
20)Çocuk teslimine ilişkin ilamlar,
21)Olumsuz tespit davalarındaki ilamlarda alacaklı davalının bu kararda hükmedilen tazminat ve eklentileri ve olumsuz tespit davaları sonucu verilen ilamlar, ve İİK.nun 72.Maddesine göre açılan olumsuz tespit davaları sonucu verilen ilamlar.
22)Mülkiyet Hakkına dayanan ilamlar, Mülkiyet uyuşmazlığı sonucu verilen el atmanın önlenmesi ve ecrimisil ve eklentileri. Mülkiyet tespitine ilişkin ilamlar,
23)İdare Mahkemelerinin eda hükmü içeren ilamları.
24)Tapu kaydının iptali ve takdir olunan bedelin davalına alınmasına ilişkin ilamlar ve eklentileri.
25)Vergi Mahkemelerince verilen ve fazla alınan harç ve verginin iadesine ilişkin ilamlar,
26)Cebri tescil davası sonucu verilen ilamlar ve eklentileri,
27)İstihkak Davasının kabuluna ilişkin ilam ve eklentileri,
28)İpotek aktinin iptaline ve kaydın terkinine ilişkin ilamlar,
29)Kesinleşmemiş hakem kararları, (3533 sayılı Tahkim Yasası gereğince verilmiş konusu para olan Hakem Heyeti kararının icrasının genel hükümler uyarınca yerine getirileceği ve takibe konu Hakem kararı para alacağına ilişkin olduğundan kesinleşmesi gerekmediği – Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 12. HD. 30.04.2019 T. 7239/7199)
30)İhalenin feshinin talebinin reddine ilişkin kararlar
———————————————————————————
Yargı Kararları
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/7106
Karar No:2015/16241
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Şikayetçi borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; icra takibine dayanak ilamın ihalenin feshine ilişkin olduğunu, kararın kesinleşmesi beklenmeden icra takibine konu edilemeyeceğini belirterek takibin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, takibe dayanak yapılan mahkeme ilamında ihalenin feshi istemli davanın reddine karar verildiği ve mahkemece nispi
vekalet ücretine hükmedildiği ve icra takibinde bu
vekalet ücretinin talep edildiği, ihalenin feshi
davasının taşınmazın aynına ilişkin olmayıp kural olarak kesinleşmeden takibe konulmasının mümkün olduğu,
vekalet ücretinin de alacağın fer’i niteliğinde olmakla kesinleşmeden takibe konulabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez.
Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir. Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m), Mahkûmiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi), Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı), Menfi tespitdavasına ilişkin ilamlar (İİK 72. madde), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK. 41/2), Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili
davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1).
İhalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararlar kesinleşmeden icra takibine konu yapılamaz.
Mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken şikayetin reddine karar vermek doğru değildir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
———————————————————————————
8. HD. 11.10.2017 T. E: 2015/10643, K: 12770
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Borçlu vekili, müvekkili aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, takibe konu ilamın kesinleşmediğini, kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağını, bu nedenle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece, talep kabul edilerek takibin iptaline karar verilmiş, karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Talep, İİK. 41.maddesi yollamasıyla İİK. 16. maddesine dayalı şikayete ilişkindir.
6100 Sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararının icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.
- Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.),
- Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi),
- Kira tespit ilamları(12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı),
- Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. Madde),
- Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar ( MÖHUK. 41/2 ),
- Sayıştay Kararları (832 sayılı Sayıştay Kanunu 64. Madde),
- İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1, )
- Mülkiyetin tespitine ilişkin olmaları nedeniyle istihkak davasının kabulüne dair ilamlar kesinleşmeden infaz edilemez.
Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan …2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/465 Esas, 2013/492 Karar sayılı ve 10.04.2013 tarihli ilamı, kira bedelinin 01.04.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık net 11.700,00 TL olarak tespitine ilişkin olup, yukarıda belirtilen istisnalar arasında yer almaktadır. Ancak dosya arasındaki belgelerden takibe konu ilamın Yargıtay 6. Hukuk Dairesince onanarak 13.03.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece takibe konu ilamın takip tarihi itibariyle kesinleşmiş olduğu göz önünde bulundurularak buna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
———————————————————————————
Katkı payı alacağına ilişkin davalarda, taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu iddia eden davacının, bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemeyeceği, bu nedenle taşınmazın aynı ile ilgili hüküm verilemeyeceği, bu haliyle alacak ilamı olup kesinleşmesine gerek olmadığı, katkı payı alacağına ilişkin davalar da Medeni Kanun’un 227 ve devamı maddelerine dayalı katkı payı alacağına ilişkin olup, bu nevi ilamların konu olarak anılan Kanunun “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlar olduğu, bu nitelikleri itibariyle de katkı payı alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların fer’i niteliğindeki ilamın, vekalet ücreti ve yargılama giderinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmalarının mümkün olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Göknur Tosun Kayacı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, icra takibinin dayanağını teşkil eden ilamın aile hukukuna ilişkin olup kesinleşmeden icraya konulamayacağını, ilamda faiz alacağına ilişkin bir husus da bulunmadığını ileri sürerek ilama aykırı icra emrinin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 04.10.2017 tarih ve 2017/1211 E.-2017/1441 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/1(HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.
1-Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.),
2-Mahkümiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları,(5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4. maddesi),
3-Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı),
4-Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar (İİK 72. Madde),
5-Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK. 41/2),
6-Sayıştay Kararları (832 sayılı Sayıştay Kanunu 64. Madde),
7-İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1),
Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi’nin 2012/758 Esas, 2016/925 Karar sayılı 15.12.2016 karar tarihli ilamı, mal rejimi davasından kaynaklı katkı payı alacağına ilişkindir. Bu tür davalarda 07.10.1953 tarih 8/7 sayılı İBK uyarınca taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu iddia eden davacı, bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemez, bu nedenle taşınmazın aynı ile ilgili hüküm verilemez. Nitekim takip dayanağı ilamda da 123.976,00 TL katkı payı alacağının tahsiline karar verilmiştir. Bu haliyle alacak ilamı olup kesinleşmesine gerek yoktur. Bundan ayrı katkı payı alacağına ilişkin davalar da Medeni Kanun’un 227 ve devamı maddelerine dayalı katkı payı alacağına ilişkin olup, bu nevi ilamlar konu olarak anılan Kanunun “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlardır. Bu nitelikleri itibariyle de katkı payı alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların fer’i niteliğindeki ilam vekalet ücreti ve yargılama giderinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle takip dayanağı ilamın takibe konulması için kesinleşmesine gerek olmaması nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 04.10.2017 tarih ve 2017/1211 E.-2017/1441 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), İstanbul Anadolu 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 15/05/2017 tarih ve 2017/536 E.-2017/516 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 29/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.
12. HD. 29.05.2019 T. E: 2018/7812, K: 9512
———————————————————————————
8. Hukuk Dairesi 2014/24859 E. , 2015/3922 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlu Belediye vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; takibe konu ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olup temyiz edilmesi nedeni ile kesinleşmediğini, vekalet ücretlerinin karar kesinleşmeden icraya konulamayacağını ayrıca Kamulaştırma Kanunu’na göre taşınmazın istimlaki ile alakalı davalarda nispi değil maktu vekalet ücreti talep edilebileceğini, davalının kesinleşmeyen ve kanuna aykırı bu karara dayanarak müvekkili aleyhine yaptığı ilamlı icra takibinde usul ve yasaya aykırı konulan hacizlerin fekkine ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; takibe dayanak . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/201 Esas 2012/148 Karar sayılı kamulaştırma ilamında taşınmazın aynı ihtilaflı olduğundan takip konusu ilamın infaza konulabilmesi için kesinleşmesinin zorunlu olduğu, ilamın bir bütün olduğu ve ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabi olduğundan kesinleşmeden vekalet ücretinin icra takibine konu edilemeyeceği, ayrıca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 6. maddesine (değişik 6487 sayılı Yasa’nın 21.md) göre kamulaştırmasız el atma v.b. gibi davalarda nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiği, kaldı ki icraya konulan ilamın bozulduğu ve dosyanın derdest olduğu anlaşıldığından şikayetçinin şikayetinin kabulü icra takibinin iptali ile konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
HMK Geçici 3. madde yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/4 (HMK’nun 367/2) maddesi gereğince taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Somut olayda, kamulaştırmasız elatma nedeniyle hükmedilen tazminat alacağına ilişkin karar ilamlı icra takibine konu yapılmıştır. Bu ilamda yer alan ve “taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı adına tescili” yönündeki hüküm yasadan kaynaklanan ve tazminat verilmesine ilişkin kararın sonucu olup, taşınmazın aynının ihtilaflı olduğunu göstermez. Bu nedenlerle takip konusu tazminat ilamının infazı için kesinleşmesi gerekli değildir.
Takibe dayanak ilamda, karar tarihindeki tarifeye göre hesap ve takdir olunan 28.002,00 TL vekalet ücretinin davalı … Belediyesi’nden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup borçlunun 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 6. maddesine (değişik 6487 sayılı Yasa’nın 21.md) göre kamulaştırmasız el atma v.b. gibi davalarda nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiği yönündeki itirazı ancak dayanak ilamın temyizinde ileri sürülebilecek ve düzeltilebilecek niteliktedir.
Açıklanan nedenlerle Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 12.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
———————————————————————————
-7176 s. Kanun’un 21. maddesi ile- 2492 s. Kamulaştırma Kanunu’na eklenen geç. mad. 14 c:1’de yer alan “… mahkeme kararları kesinleşmedikçe icraya konulamaz.” ibaresinin (ve bu nedenle uygulama imkanı kalmayan anılan cümlenin kalan kısmının) iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı-
Fiili bir müdahale nedeniyle mülkiyet hakkı ihlal edilmiş malikin bu zararın telafi edilmesi amacıyla hükmedilmiş bedel veya tazminat alacağına ilişkin mahkeme kararının icra takibine konu olabilmesi için kesinleşmiş olması şartının aranmasının, malik lehine hükmedilen bedel veya tazminata kavuşmanın gecikmesine neden olmak suretiyle malike karşı aşırı bir külfet yüklemekte ve kamu yararı ile kişisel yarar arasındaki adil dengeyi malik aleyhine bozmakta olduğu ve bu durumda devlete olan güven duygusunun zedeleneceği ve hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edilmiş olacağı-
———————————————————————————
T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1504 KARAR NO : 2020/1463 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N Aİ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. İCRA HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2019NUMARASI : 2019/486 Esas 2019/464 Karar KARAR TARİHİ : 17/09/2020KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2020
Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK’nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; icra takibine dayanak Mahkeme ilamında gayrimenkulün aynı tartışma konusu edildiğinden takibe konu mahkeme kararının kesinleşmedikçe icraya konulamayacağını, bu nedenle takibin iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taşınmaz boşaltıldığını, teslim edildiğini, bu açıdan yargılamanın konusuz kaldığını, taşınmaz müvekkillerime ait olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; “…davalı alacaklı tarafından İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/366 Esas 2019/61 Karar sayılı ilamının infazı için ilamlı icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından ilamın kesinleşmeden icra takibine konulamayacağı nedeni ile takibin iptali için iş bu davayı ikame ettiği görülmüştür. İlamın, kesinleşmeden icraya konulup konulamayacağı hususunu icra müdürünün denetlemesi gerekmektedir. İcraya konulabilmesi için kesinleşme şartı aranan bir ilamın, kesinleşmeden icraya konulması halinde, icra mahkemesine süresiz şikayet yolu ile ilamlı takibin iptali için müracaat edilebilir. İcraya konulabilmesi için kesinleşmesi şart olan ilamlar; gayrimenkulün aynına ilişkin ilamlar, aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar, yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tenfizine ilişkin verilen ilamlar, menfi tespit veya istirdat (geri alım) davalarında verilen ilamlar, sayıştay ilamları, istihkak davasının kabulüne ilişkin karardaki yargılama gideri (davanın reddi halinde ise kesinleşme gerekmemektedir.), bayrağına ve sicil kaydı olup olmadığına bakılmaksızın bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar olup müdahalenin meni davalarında ise, mülkiyet hakkı iddiası olup olmamasına göre durum değişmektedir. Eğer dava, mülkiyet hakkı nedeniyle açılan müdahalenin meni davası ise, kararın kesinleşmesi aranacaktır. Ancak, davalı tarafın herhangi bir mülkiyet iddiası sözkonusu değil ise, ortada mülkiyetin kime ait olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığından, bu tür müdahalenin meni davalarında kesinleşme aranmayacaktır. İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/366 Esas 2019/61 Karar sayılı ilamının incelenmesinde davanın Haksız İşgal Tazminatı (Ecrimisil) davası olduğu, her ne kadar davacı borçlu tarafından ilamda mülkiyet hakkının tartışıldığı iddia edilmiş ise de ilamın incelenmesinde mülkiyet ilişkisinin tartışılmadığı, ilamda ” dava konusu taşınmazın malikinin davacılar olduğu ve taşınmazı 11/11/2015 yılında resmi satış ile aldığı ve adına tescil ettirdiği anlaşılmaktadır” şeklinde taşınmazın mülkiyetinin alacaklıya ait olduğunun açık kabul edildiği, borçluların mülkiyet iddiası olsa dahi tapu iptal ve tescil davası açılmadığının belirtildiği bu haliyle ecrimisil davasında taşınmazın aynının tartışma konusu olmadığı bu haliyle verilen ilamın infazı için kesinleşme şartı aranmayacağının kabulü ile davacının bu yöndeki itirazının reddine, Davacılar tarafından icra emrinin usulüne uygun hazırlanıp tebliğ edilmediği itirazının incelenmesinde; takip dayanağı ilamda borçlunun vekille temsil edilmesi nedeniyle 7201 sayılı Kanunun 11 maddesi gereğince icra emrinin vekile tebliğ edilmesi, icra takiben vekilin eklenmesi gerektiği ancak düzenlenen takip talebinde vekilin açıkça eklenmediği, örnek 2 icra emrinde de bu durumun açıkça gösterilmediği ve örnek 4-5 icra emrinde ise yine vekile yer verilmediği anlaşılmakla icra emirlerinin usule uygun düzenlenmediği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğü’nün 2019/13042 esas sayılı dosyasından davacılar için gönderilen icra emirlerinin iptaline fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir…” şeklinde açıklanan gerekçeleriyle ;
Davanın kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğü’nün 2019/13042 esas sayılı dosyasından davacılar için gönderilen icra emirlerinin iptaline, karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf başvurusunda özetle; gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda kararın kesinleşmesinin şart olduğunu ve karar kesinleşmeden icraya konulamayacağını, davalı tarafın mülkiyet ile ilgili olarak iddialarını ispatlayamadığını, davaya konu dairenin gerçekte davalılardan Özgün Fındık adına kayıtlı iken hileli yollardan elinden alındığını, Muharrem Tuğrul Emiroğlu tarafından davacılara satış gösterilmek suretiyle devir edildiğini, karşı tarafın davaya konu dairenin gerçek maliki olmadığını, şeklen malik olduklarını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve talepleri yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; gerek örnek no:2 ve örnek no:4-5 icra emirleri borçlu vekiline tebliğ edildiğini, vekil tarafından tebellüğ edilip süresinde de itiraz davası ikame edildiğini, borçlu vekiline tebliğ edilmediği gerekçesinin yerinde olmadığını, takip talebinde tartışmasız bir şekilde de borçlular vekilinin açıkça gösterildiğini, icra emirlerinde borçlu vekilinin gösterilmemiş olmasının icra emrinin iptali sebebi olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacılar vekilinin mahkemeye müracaatla İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün 2019/13042 esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin ve takibin iptalini talep ettiği, mahkemece “Davanın kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğü’nün 2019/13042 esas sayılı dosyasından davacılar için gönderilen icra emirlerinin iptaline” karar verildiği görülmektedir.
Somut olayda, İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün 2019/13042 esas sayılı takip dosyasında davalının davacılar aleyhine İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/01/2019 tarih 2016/366 Esas 2019/61 Karar sayılı haksız işgal tazminatı (ecrimisil) dava konulu ilama istinaden alacağının tahsili için ilamlı takibe geçtiği, söz konusu ilamda davacıların vekilinin isim ve adresinin yazılı olduğu, her ne kadar takip talebi ve icra emrinde davacılar vekilinin ismi yer almamışsa da icra emrinin davacılar vekiline tebliğ edildiği, takip talebindeki ve icra emrindeki bu eksikliğin sonradan giderilebilecek eksikliklerden olup aksinin düşünülmesinin aşırı şekilcilik olacağı, bu nedenle icra emrinin iptali yönündeki şikayetin reddi gerekirken, davacılar için gönderilen icra emirlerinin iptaline ilişkin hüküm tesisi isabetsizdir. Bu nedenle davalının İstinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Diğer yandan davacılar vekilinin istiaf isteminin incelenmesinde;
HUMK’nun 443/4.maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayirmenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel “şahsi” haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir. Takip konusu ilamının incelenmesinde; taşınmazda borçlunun fuzuli şagil konumunda bulunduğundan bahisle müdahalenin men’inin talep edildiği; borçlunun haksız işgalci olduğundan bahisle mahkemece müdahalenin menine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından ilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmadığından, davacılar vekilinin bu yöndeki İstinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince İDM kararının kaldırılmasına, esas hakkında davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. .
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacılar vekilinin istinaf sebebinin reddine , davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, HMK’nun 353- (1) b) 2) maddesi gereğince İstanbul Anadolu 17. İcra Hukuk Mahkemesi 2019/486 Esas 2019/464 Karar sayılı kararının kaldırılmasına;
Yeniden esas hakkında;
Davanın reddine,
2- İlk derece yargılaması nedeniyle;
-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 44,40 TL’den mahsubuna, bakiye 10,00 TL’nin davacılardan müteselsilen alınarak ile Hazineye gelir kaydına,
-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
-Hüküm tarihinde geçerli AAÜT gereğince davalı lehine 1.130,00 TL nispi vekalet ücreti takdirine, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacılar tarafından yatırılan sarf edilmeyen gider avansı artığının karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
3- Davalı vekilinin İstinaf başvurusu nedeniyle;
-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davacılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 165,70 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
-Davalı tarafından yatırılan sarf edilmeyen gider avansı artığının karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya iadesine,
4- Davacılar vekilinin İstinaf başvurusu nedeniyle;
-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davacılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
-Davacılar tarafından yatırılan sarf edilmeyen istinaf gider avansı artığının karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde, H.M.K’nun 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/09/2020
———————————————————————————
Kural olarak tenkise ilişkin ilamların takip konusu olabilmesi için kesinleşmesine gerek yok ise de, muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davası sonunda fiili imkansızlık nedeniyle mahkemece bedelin tahsiline karar verilmişse bu ilamın kesinleşmeden icraya konulamayacağı–
Kural olarak, tenkise ilişkin ilamların takibe konulması için kesinleşmesine gerek yoktur. Ancak, somut olayda da gözlendiği üzere dayanak ilam, muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davası sonunda, fiili imkansızlık nedeniyle bedelin tahsiline dair verilen karar olup, Borçlar Kanununun 18. maddesi ve 1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı T.i İçtihada dayalıdır. Sözü edilen bu davanın Medeni Kanunun 502. maddesine dayalı olan tenkis davası niteliğinde mercice kabulü doğru değildir. Temelde dava gayrimenkullerin aynına taallük ettiğinden, HUMK’nun 443. maddesi gereğince karar kesinleşmeden takibe konulamaz. Açıklanan nedenle mercice, borçlu şikayetinin kabulü ile takibin iptaline karar vermek gerekirken reddi isabetsizdir.
Kabule göre de;
İlamda faize ilişkin hüküm bulunmaması halinde alacaklının karar tarihinden itibaren faiz isteminde yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. Merciin işlemiş faizi tümden iptali de bu nedenle yerinde değildir.
12. HD. 25.4.2002 T. E: 8207, K: 8569
Not: Ayrıca bknz: İleride, İçt. No: 20/3
———————————————————————————
Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesinin sadece Kooperatifler Kanunu mad. 16/son gereği arandığı, bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamların kesinleşmeden takibe konulabileceği-
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ummahan Yıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takip dayanağı ilamın anonim şirket ortaklığından çıkarılma, ortaklık pay bedeline hükmedilmesine ilişkin olduğunu, bu nevi ilamların kesinleşmeden icra takibine konulamayacağını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece; ilamın kişiler hukukuna ilişkin, kayıt ve sicillerde değişiklik yaratan ilam niteliğinde olduğundan kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
HMK. 367/1 maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.
Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.). Mahkûmiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi), Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. madde). Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar ( MÖHUK. 41/2 ), Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK28/1) kesinleşmeden takibe konu edilemezler.
Takip konusu ilamın incelenmesinde İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/719 E. 220/575 K. 15/10/2020 tarihli ilamında, davacı Ö..’nun davalı T. Anonim Şirketindeki ortaklığından çıkarılmasına, ortaklık payı 92.376.801,80 TL’nin davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine ilişkin hüküm kurulmuştur. Uyuşmazlık ticari şirketlerde ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve payda mülkiyet değişikliklerine ilişkin ilamların kesinleşmeden icra takibine konulup konulamayacağı hususunda toplanmaktadır. Gerek öğretide gerek Yargıtay uygulamalarında ilamların kesinleşmeden icraya konulması kural keşinleşmeden icra takibi yapılamaması istisnadır.
Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul edilen ticari şirketlere ilişkin ilamların kesinleşmeden takibe konu olmaması gerekçesi olarak HMK 367/2 fıkrası uyarınca kişiler hukukuna dayandırılmıştır. Bu uygulamada kişiler hukuku cümlesi geniş yorumlanarak tüzel kişilerin organlarına ilişkin verilen kararlar olup, bu sonucuda geniş yorum yapılarak ulaşılmıştır.
Dairemizin bazı kararlarında da ticari şirketlere ilişkin ilamlarda sicil değişikliği yaptığı gerekçesiyle kesinleşme aranmıştır. Takibe dayanak ilama konu Türk Ticaret Kanununda sayılan ticaret şirketlerinden anonim şirkettir. Anonim şirketlerde ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay devri sicil kayıtlarında herhangi bir değişiklik yapmamaktadır.
Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesi sadece 1163 sayılı kooperatifler kanunun 16 son maddesi gereği aranmıştır. Bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamlarda kesinleşmeye ilişkin kanun hükmü bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerde yer verildiği üzere, davaya konu ilamın kesinleşmeden takibe konulmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
O halde mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 16/04/2021 tarih ve 2021/1003 E.- 2021/902 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 09/02/2021 tarih ve 2021/33 E. – 2021/44 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 02/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
12. HD. 02.11.2021 T. E: 5549, K: 9594
İlgili