Kira sözleşmesindeki kiranın yıllık ödeneceğine dair düzenleme karşısında borçlunun değişik tarihlerde kira ödemesi yapmasının ödeme tarihinin değiştirildiği anlamına gelmeyeceği- İstinaf dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontları ile takip konusu aylara ait kiraların ödendiğinin ve 30 günlük ödeme süresi içerisinde de takip konusu kiraların tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu suretle temerrüdün oluştuğu- Takip konusu kira sözleşmesinde TBK 583’de düzenlenen şartların oluşmaması halinde kefiller yönünden itirazın kaldırılması isteminin adı geçen borçlular yönünden reddine, alacaklılar aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği-
I. TALEP
Alacaklılar icra mahkemesine başvurularında; yıllık olarak 132.000,00 TL tutarında ödenmesi gereken kiranın sadece 20.965,20 TL’sinin ödendiğini, temerrüt nedeniyle tahliye şartlarının oluştuğunu, borçlunun pandemi nedeniyle hayatın olumsuz etkilendiğine yönelik iddiası doğru ise de, kira borcunun oluştuğunu ileri sürerek, borçluların itirazlarının kaldırılması ile en az %20 oranında tazminata hükmedilmesini ve borçlu kiracının taşınmazdan tahliyesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Borçlular cevap dilekçelerinde; aylık kira bedelinin belirsiz olduğunu ve bu hususta İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1857 E. sayılı dosyasında uyarlama davası açıldığından bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, kira sözleşmesinin kefillerine örnek 13 numaralı ödeme emri gönderilemeyeceğinden ve kefiller yönünden TBK’nın 583. maddesine uygun bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından kefiller hakkında istemin reddi gerektiğini, pandeminin mücbir sebep olması nedeniyle 2020 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarında taşınmazın kullanılamaması nedeniyle kira borcunun da oluşmadığını, ayrıca 7226 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince 01.3.2020’den 30.6.2020’ye kadar işleyecek iş yeri kira bedellerinin ödenmemesinin sözleşmenin feshi ile tahliye nedeni oluşturmayacağını ileri sürerek, itirazın kaldırılması isteminin reddini talep etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; kefalet, mücbir sebep ve hukuki ayıp iddialarının dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilemeyeceği belirtilerek, borçlular K. … Ltd.Şti. ile E. B. yönünden itirazın kaldırılmasına, adı geçenler yönünden takibin devamına ve takip miktarı üzerinden belirlenen 22.332,44 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, borçlu L. … Ltd.Şti.’nin takip konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Borçlular istinaf başvurularında; cevap dilekçelerinde ileri sürdükleri hususları tekrar etmekle birlikte, İlk Derece Mahkemesince borçlu L…. Ltd.Şti. yönünden itirazın kaldırılması istemi hakkında bir hüküm kurulmadığını, adı geçen borçlu yönünden verilen tahliye kararının da haksız olduğunu, borçlu tarafından Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ilişkin kiraların alacaklının banka hesabına yatırılması ve alacaklı tarafından bu ödemelerin kabul edilmiş olması nedeniyle, yıllık ödemeli kira sözleşmesinin aylık ödemeli kira sözleşmesine dönüştüğünü, aylık kira ödemelerinin de zamanında yapılmasından ötürü kiracının temerrüde düşmediğini, Eylül, Ekim, K. ve Aralık aylarına ilişkin kiraların da düzenli ödendiğini ve borçlular aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatının haksız olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; takip konusu kira sözleşmesinde TBK’nın 583. maddesinde düzenlenen şartların oluşmaması nedeniyle kefiller yönünden istemin reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince borçlu L. … Ltd.Şti. hakkında itirazın kaldırılması yönünden hüküm kurulmadan tahliye kararı verilmesinin hatalı olduğu, borçluların itiraz dilekçelerinde talep edilen kira bedeline rakam belirtmek suretiyle itiraz etmedikleri, kira sözleşmesindeki kiranın yıllık ödeneceğine dair düzenleme karşısında borçlunun değişik tarihlerde kira ödemesi yapmasının ödeme tarihinin değiştirildiği anlamına gelmeyeceği, borçlular tarafından istinaf dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontları ile takip konusu kiralardan 2021 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait kiraların ödendiğinin ve 30 günlük ödeme süresi içerisinde de takip konusu kiraların tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu suretle temerrüdün oluştuğu belirtilerek, borçlular K. … Ltd.Şti. ile E. B.’ın istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, adı geçen borçlular yönünden istemin reddine, alacaklılar aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, borçlu L. … Ltd.Şti. yönünden istemin kabulü ile adı geçen borçlunun itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına, takipten sonra yapılan ödemelerin icra dosyasında dikkate alınmasına, borçlu şirket aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve borçlu kiracı şirketin taşınmazdan tahliyesine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklılar ile borçlu L. … Ltd.Şti. temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Alacaklılar temyiz başvurularında; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kira sözleşmesinin kefilleri yönünden hatalı olduğunu zira, müştereken ve müteselsilen kefalet olduğundan kefillerin sorumluluklarının devam ettiğini, bu suretle, kefiller yönünden tahliye kararı verilemeyecek ise de itirazın kaldırılması talebinin kabulü gerektiğini ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmişlerdir.
Borçlu L. … Ltd.Şti. temyiz başvurusunda; mücbir sebep olarak kabulü gereken pandemi şartları nedeniyle kiraların ödenemediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin ilamsız icra takibinde itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK md. 67., 68., 269., 269/a., 269/b., 269/c., TBK md. 583.,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, alacaklılar ve borçlu L.. Ltd.Şti. tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90’arTL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenlerden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 30.03.2023 T. E: 323, K: 2212