Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vasisi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu adına vasinin icra mahkemesine başvurusunda; vasi gösterilmeksizin düzenlenen ödeme emrinin tebliğ işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini istediği, İlk Derece Mahkemesince; doğrudan kısıtlı hakkında takip yapılamayacağı, kısıtlının adı gösterilmek suretiyle vasiye yönlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, alacaklının istinaf yoluna başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; vasinin takipten haberdar edildiği ve takibe itiraz ettiği, ödeme emri veya takibin iptaline karar verilmesinin usul ekonomisine aykırı olduğu gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırıldığı ve şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava ve takip ehliyeti, kişinin kendisi veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler, dava ehliyetine de sahiptir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, bazı istisnai hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, dava ve takip ehliyeti yoktur. İstisnai haller dışındaki dava ve takiplerde, kanuni temsilcileri tarafından temsil olunurlar.
HMK’nun 124/3. maddesi uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4. fıkrasında da; “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir.
Somut olayda, Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20.01.2021 tarih ve 2020/735 E. 2021/103 K. sayılı kararı ile borçlunun TMK.nun 406. maddesi gereğince kısıtlanmasına karar verilerek annesi …’ın vesayeti altına alındığı, vesayet kararından sonra 25.03.2021 tarihinde kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kıstlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK.nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkün olsa da alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine vasiye gönderilen ödeme emrinin vasi gösterilmeksizin düzenlenen ilk ödeme emri olduğu görülmektedir.
O halde, HMK.’nun 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin ek takip talebi ile takipte gösterilmesi ve buna uygun olarak düzenlenen ödeme emrinin vasiye tebliği zorunlu olduğundan, ilk derece mahkemesince ödeme emrinin iptaline karar verilmiş olması doğru olup, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlu vasisinin temyiz itirazlarının kabulü ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 03/11/2021 tarih ve 2021/2884 E. – 2021/2450 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. HD. 18.04.2022 T. E: 2021/12365 , K:4734