Kıymet takdiri ve satış aşaması itibariyle şikayetçi borçlu şirketin iflasına karar verildiği bu durumda her iki tebligatın da borçlu yerine iflas idaresine yapılması gerektiği, borçluya bu tebligatların yapılmasının zorunluluğu olmadığı, borçlunun tebligatların kendisine usulsüz yapıldığı iddiasında bulunamayacağı gibi bu tebligatlara bağlı yapılabilecek şikayet konularını da fesih sebebi yapamayacağı, şikayetçinin kendisi dışındaki ilgililere tebligat yapılmadığı ya da usule uygun tebligat yapılmadığı hususlarını fesih sebebi olarak ileri süremeyeceği, taşınmazın aynından doğan vergi borcunun olup olmadığının araştırılmadığı iddiasının fesih sebebi olmadığı, takip dosyası içerisinde anılan ilanların yapılmış olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu, mahkemece satış ilanı ve kıymet takdir raporunun usule uygun tebliğ edilmediği ve buna bağlı şikayet konuları hakkında esastan inceleme yapılmaksızın yukarıdaki gerekçe doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar esastan incelenerek usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı yönünde hatalı gerekçe ile hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
I. DAVA
Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde, kıymet takdir raporunun, satış ilanının usule uygun tebliğ edilmediğini, ayrıca satış ilanının ihaleden makul süre öncesinde de tebliğ edilmediğini, satış ilanında taşınmazın önemli özelliklerinin ve tapu kaydındaki şerhlerin yazılmadığını, taşınmazın aynından doğan vergi borcunun olup olmadığının araştırılmadığını, e ilan yapılmadığını, belediye panosunda ilan yapılmadığını, satış ilanını tüm ilgililere tebliğ edilmediğini iddia ederek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde , davacının iflasına karar verilmiş olması sebebiyle satış ilanı tebliğine dahi gerek olmadığını, tebliğin de usule uygun olduğunu, fesih sebebi bulunmadığını beyan etmiş, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, satış ilanı ve kıymet takdir raporunun şikayetçiye usule uygun olarak tebliğ edildiği, satış ilanı tebliği ile ihale tarihi arasında makul sürenin bulunduğu, diğer ilgililere usule uygun tebligat yapılmadığının ileri sürülemeyeceği, satış ilanına ilişkin usulsüzlük iddiasının süresinde şikayet konusu edilmediği, ilanların tamamının yapıldığı, taşınmazın aynından doğan vergi borcu olmasının fesih sebebi olmadığı, resen gözetilecek hususlarda da fesih sebebi bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı borçlu vekilince; şikayet dilekçesinde ileri sürülen iddia ve vakıalar aynen yazılarak, ihalenin feshinin gerektiğini, para cezasına hükmedilmesinin anayasaya aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ve şikayetin kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kıymet takdiri ve satış aşaması itibariyle şikayetçi borçlu şirketin iflasına karar verildiği bu durumda her iki tebligatın da borçlu yerine iflas idaresine yapılması gerektiği, borçluya bu tebligatların yapılması zorunluluğu olmadığı,borçlunun tebligatların kendisine usulsüz yapıldığı iddiasında bulunamayacağı gibi bu tebligatlara bağlı yapılabilecek şikayet konularını da fesih sebebi yapamayacağı, şikayetçinin kendisi dışındaki ilgililere tebligat yapılmadığı ya da usule uygun tebligat yapılmadığı hususlarını fesih sebebi olarak ileri süremeyeceği, taşınmazın aynından doğan vergi borcunun olup olmadığının araştırılmadığı iddiasının fesih sebebi olmadığı, takip dosyası içerisinde anılan ilanların yapılmış olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu, mahkemece satış ilanı ve kıymet takdir raporunun usule uygun tebliğ edilmediği ve buna bağlı şikayet konuları hakkında esastan inceleme yapılmaksızın yukarıdaki gerekçe doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar esastan incelenerek usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı yönünde hatalı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu, neticeten şikayetin reddi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değil ise de, gerekçenin hatalı olmasının gözetildiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına şikayetin yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı borçlu vekilince, dava ve istinaf dilekçesi içeriğindeki iddialarını tekrarla kararın bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6968 ada 31 parsel üzerinde bulunan 14 bağımsız bölüm sayılı taşınmazın 19.10.2021 tarihli ihalesinin feshi isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanunu’nun 134/2 , 191 maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 23.05.2023 T. E: 3958, K: 3608