Haciz&MuhafazaYargıtay Kararları

Maaş Haczinin Durdurulmasının Haczin Kaldırılması Anlamına Geleceği

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I

ESAS NO : 2017/8288 
KARAR NO : 2018/11669

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 12/07/2017
NUMARASI : 2017/1105-2017/1175
DAVACI : ŞİKAYETÇİ : 
DAVALI : 

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu’na eklenen geçici 7. maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda; daha önce verilen muvafakat nedeniyle emekli maaşından kesinti yapıldığı, alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda 12/01/2017 tarihinde maaşı üzerindeki haczin durdurulduğu, akabinde temlik alacaklısı tarafından 17/03/2017 tarihinde tekrar haciz konulmasının istenildiği ve 20/03/2017 tarihinde tekrar haciz uygulandığı, 20/03/2017 tarihinde uygulanan hacizden önce muvafakatinin bulunmadığını ileri sürerek emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece; haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verildiği, şikayetçi-borçlu tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 12.07.2017 tarihli ve 2017/1105 E. – 2017/1175 K. sayılı kararıyla, HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.   
5510 Sayılı Yasa’nın 93. maddesinde; “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 5510 Sayılı Yasa’nın 93. maddesinde değişiklik getiren ve 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Yasa’nın 32/2-b maddesine göre; “Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir”. 

Bu düzenleme, İİK’nun 83/a maddesine göre özel nitelikte olduğundan, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen gelir, aylık ve ödeneklerin haczinde, takibin kesinleşmiş olması şartıyla 28.2.2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakati geçerlidir. Bir diğer anlatımla, 5838 Sayılı Yasa’nın 32/2-b maddesi ile yapılan düzenleme usule değil esasa ilişkin olup, İİK’nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılır ve öncelikle tatbik edilir.
Somut olayda, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra icra müdürlüğüne 03/01/2014 tarihinde vermiş olduğu dilekçesi ile maaşından kesinti yapılmasını muvafakat ettiği, borçlunun bu beyanı esas alınarak icra müdürlüğü tarafından borçlunun emekli maaşından kesinti yapılmaya başlandığı, ancak alacaklının haczin durdurulmasına ilişkin 12/01/2017 tarihli talebi üzerine, talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği, daha sonrasında alacaklı tarafından borçlunun almakta olduğu emekli maaşına daha önce verilen muvafakat doğrultusunda  haciz konulması için 17/03/2017  tarihinde icra müdürlüğüne talepte bulunduğu, 20/03/2017 tarihinde de icra müdürlüğünce iş bu talebin kabulüne karar verilerek, UYAP sistemi üzerinden haczin SGK kayıtlarına işlendiği görülmüştür.
Maaş üzerindeki haczin durdurulması talebinin haczin kaldırılması anlamına geleceği, hukukumuzda maaş üzerindeki haczin durdurulması şeklinde hukuki bir terimin mevcut olmadığı bu sebeple alacaklı vekilinin 12/01/2017 tarihli talebinde yer alan emekli maaşı üzerindeki haczin durdurulması talebi ile haczin kaldırılmasının talep edildiğinin kabulü gerekir. 
Diğer taraftan, borçlunun emekli maaşına konulan her haciz, kendi özgün koşulları içinde ve ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Konulan her haczin, öncekinden farklı olarak ayrıca bir şikayet hakkı doğuracağı ise tartışmasızdır. Dolayısıyla 03/01/2014 tarihinde borçlu tarafından verilen muvafakate  dayanılarak  yapılan  haciz işlemi  alacaklının talebiyle 12/01/2017 tarihinde kaldırıldığına (durdurulduğuna) göre, yeniden haciz konulabilmesi için borçlu tarafından yeniden muvafakat verilmesi gerekir. Aksi halde muvafakatin takip sonuna kadar devam  edeceği gibi bir sonuç ortaya çıkar. 
Bu durumda; haczi talep edilen mal veya hakkın haczinin caiz olup olmadığını değerlendirerek İİK’nun 82/son madde hükmüne göre talebin kabulü veya reddine karar vermek durumunda olan icra müdürünün, 17/03/2017 günü yapılan son haciz talep tarihi itibarı ile borçlunun emekli maaşının haczine ilişkin muvafakatinin bulunmadığını nazara alarak emekli maaşının haczi talebini reddetmesi gerekmekteydi. 
       O halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
      SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 12.07.2017 tarihli ve 2017/1105 E. – 2017/1175 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), Kocaeli 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 13.04.2017 tarihli ve 2017/238 E. – 2017/299 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 19/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu