Ödeme emri TK’nın 2. maddesi uyarınca memur vasıtasıyla tebliğ edilmesine rağmen, yönetmeliğin 5/2 maddesi gereğince memur vasıtasıyla tebligat yaptırılmasını gerektiren sebebin tebligat evrakında gösterilmediği anlaşıldığından, yapılan tebligat usulsüz olup, şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Çeşme İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/133 Esas, 2017/46 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada;
İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili M/S Delphin gemisi maliki “Vishal Cruises PVT Ltd. – Glavna Prodruznica U Rijeci Za Ugostiteljstvo” Mauritius ve Rijeka’nın Hırvatistan’da faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin maliki olduğu M/S Delphin isimli yolcu-cruise gemisinin ekte sunulan kira akdi uyarınca davalıya Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında Ege Denizinde Çeşme-Yunan Adaları güzergahında kamaralı/konaklamalı yolcu taşımacılığı için kiraya verildiğini, geminin 28/09/2016 tarihine kadar kiracının kullanımında ve zilyetliğinde olacağı konusunda mutabık kalındığını, ancak alacaklının kira sözleşmesinin devam ettiği ve geminin kendi zilyetliğinde bulunduğu bu süre zarfında, taraflarınca ancak 29/09/2016 tarihinde ıttıla olunan gerçeğe aykırı bir deniz ödüncü alacağı talebine dayalı olarak Çeşme İcra Müdürlüğünün 2016/524 Esas sayılı dosyası ile 07/09/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığını, alacaklının kira sözleşmesi uyarınca geminin kendi kontrolünde/sefer hazırlığında olduğunu, dava konusu sözde icra takibinin borçlusu ve muhatabının, Hırvatistan’da faal müvekkili şirket olduğunu, müvekkili malik şirket ile devam eden cari hesap ilişkisinin olduğunu bilmesine rağmen, sırf usuli işlemler tamamlanıp tebligatın alelacele yapılmasını sağlamak amacıyla hemen ertesi gün 08/09/2016 tarihinde icra memuru ile birlikte limanda sefere hazır gemi kaptanına tebligat yapmak üzere talepte bulunduğunu, icra memuru ile gemiye çıktığını, görevli icra memurunun tamamen usule ve yasaya aykırı bir şekilde alacaklı vekilince hazırlandığı tahmin edilen tek sayfadan ibaret İngilizce lisanında herhangi bir mütercim onayı ve noter tasdiki içermeyen icra müdürlüğünce tertibini/kaydını gösterir tarih ya da yevmiye numarası bulunmayan her nasılsa bizzat icra memurunca imzalanmış, mühürlenmiş olan bu hali ile salt adi evrak niteliğinde olan HMK. ve İİK. uyarınca hiçbir hukuki niteliği, icrai hükmü ve yaptırımı olmayan kağıdın müvekkili şirket adına Ukrayna uyruklu gemi kaptanına ödeme emri niteliğindeymişcesine tebliğ edilmeye çalışıldığını, gemi kaptanının doğal olarak ne olduğunu anlamadığı bu İngilizce belgeyi tebliğden ve imzadan imtina etmesi üzerine ise, aynı tarihli bir tutanak tutularak söz konusu ödeme emri amacındaki belgenin, imzalayan icra müdür yardımcısı Murat Bölükbaşı’nın ikinci bir icra memuru alacaklı vekili alacaklı tarafından aranje edilmiş tercüman ve alacaklı şirketin gemide kamara/otel işlerini yürütmeye yetkilendirdiği bir hazırun tarafından imzalandığını, alacaklının kötü niyeti ve icra memurluğunun basiretsiz hatalı işlemi sebebi ile borçluya 08/09/2016 tarihinde tebligat yapıldığını, itiraz edilmeksizin 15/09/2016 tarihinde takibin kesinleştirildiğini ve alacaklının 23/09/2016 tarihli elden takipli müzekkere talebi üzerine aynı gün Çeşme Liman Bakanlığına yazılan seferden men yazısı ile Liman Başkanlığınca seferden men kaydının sisteme işlendiğini, müvekkili gemi malikinin tüm bu gelişmelerden ve kendisine iletilmeyen sözde ödeme emrinden ancak taraflarınca icra dosyasının incelenerek suret alındığı 29/09/2016 tarihinde haberdar olduğunu belirterek, 07 ve 08 Eylül 2016 tarihli icra memurluğu işlemleri ile icra memuru kararı ve dosya hesabını şikayetle, ödeme emri tebliğ tarihinin 29/09/2016 olarak düzeltilmesine, süresi içinde icra dosyasına yapılan itiraz nedeniyle takibin durmasından önceki işlemlerin kaldırılmasına ve haczin iptaline karar verilmesini istemiştir.
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile davacı arasında kira sözleşmesi ve deniz ödüncü sözleşmelerinden kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, kira bedeli mahsup edildikten sonra kalan alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davacının iddialarının aksine Çeşme İcra Müdürlüğünün 2016/529 Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 08/09/2016 tarihinde başlatıldığını, aynı gün saat 10:45’de M/S Delphin gemisine icra memuru ve tercüman eşliğinde gidilerek, ödeme emrinin İngilizce ve Türkçe tercümeleri ile sözleşmelerin tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usule uygun olduğunu belirterek, takibin devamına ve tebligatın geçerli olduğunun kabulü ile her halükarda gecikmiş itiraz süresinde yapılmadığından, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, şikayetin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, yerel mahkeme kararında davalının ödeme emrinin tebliğine ilişkin işlemleri usule aykırı bir yolla tamamladığına dair iddialarının değerlendirmediğini, görevli icra memurunca hazırlanan ve yasal niteliği bulunmayan ödeme emrinin gemi kaptanı Yurıy Grabenko’ya imzalatılmak istendiğini, gemi kaptanının imzadan imtina ettiğini, gemi kaptanına teslim edilen ödeme emrinin geçerli ve yasaya uygun olmadığını, alacaklının kötü niyeti ve icra memurunun hatalı işlemleri sebebiyle borçluya 08/09/2016 tarihinde tebligat yapıldığını, itiraz edilmeden 15/09/2016 tarihinde takibin kesinleştiğini, Çeşme Liman Başkanlığına yazılan elden takipli müzekkere ile geminin seferden men edildiğini, ödeme emrini 29/09/2016 tarihinde öğrendiklerini, Türk Mahkemeleri ve İcra Müdürlüğünce hazırlanacak her türlü belgenin öncelikle Türkçe hazırlanarak, yabancı muhataba tebliğ amacıyla ilgili dile çevrilmesi gerektiğini, ilgili dile çevrilen belgenin tercüman ve noter tasdikini, aslı ile aynı olacak şekilde dosya numarasını içereceğini, bu hususların tam olduğunun yetkili adli mercii tarafından kontrolünden sonra işleme konulabileceğini, bu içerikte olmayan ve gemi kaptanına teslim edilmeye çalışılan belgenin yok hükmünde olduğunu, gemi kaptanı ile iletişim kurmak için Rusça tercüman temin edilmesine rağmen, kendisine teslim edilen belgenin İngilizce olmasının ayrı bir usulsüzlük olduğunu, düzenlenen tutanakta teslim edilen belgenin Türkçe ve İngilizce suretleri ve ekleri ile birlikte gemi kaptanına teslim edildiği belirtilmiş ise de, gemi kaptanına yalnızca tasdiksiz, numarasız, adi belge niteliğindeki tek suret İngilizce belgenin teslim edildiğini, Mahkemece İİK’nın 60. maddesi hükmünün dikkate alınmadığını, Ulusoy Çeşme Liman İşletmesi A.Ş.’nin 26/09/2016 tarihinde eski tarihli bir borç iddiası ile aldığı ihtiyati haciz kararına dayalı olarak geminin alıkonulmasını sağladığını, tebligatın borçlu şirketin adresine tebliğe çıkarılmaksızın gemi kaptanının, alacaklının kontrol alanında iken yapılmasının amaçlandığını, bu durumun ödeme emrinin usulsüzlüğünü ve muvazaalı bir şekilde borçlandırıcı işlem yapıldığını ortaya koyduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nın 16. maddesi uyarınca ilamsız icra takibinde ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Çeşme İcra Müdürlüğünün 2016/529 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında 574.483,52 Euro alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine geçildiği, takip talebinde borcun sebebinin deniz ödüncünden doğan alacak olarak belirtildiği, ödeme emrinin Türkçe ve İngilizce düzenlendiği, 7 örnek ödeme emrinin MS Delphin Donatanı Vishal Cruıses Pvt. Ltd. adına Gemi Kaptanı Yurıy Grabenko imzasına “as on and behalf” yazısı ile 08/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, aynı tarihte tutanak düzenlendiği, tebliğ zarfına 7 örnek ödeme emri ve dayanak belgelerin ekli olduğunun yazıldığı, tebliğ işlemi sırasında tercümanın hazır bulunduğu anlaşılmıştır.
Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK’nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
TTK’nın 1104/3. maddesinde, “yabancı bayraklı gemilerde geminin malikine veya kiracısına açılacak her türlü dava veya takip onlar hakkında geçerli olmak üzere kaptana yöneltilebilir” hükmü düzenlenmekte olup, bu hüküm uyarınca davaya konu icra takibinde, donatanını temsilen kaptan borçlu olarak gösterilmiş, takip borçlusu adına yabancı bayraklı M/S Delphin gemisi kaptanı Yurıy Grabenko’ya ödeme emri TK’nın 2. maddesi uyarınca icra memuru vasıtasıyla tebliğ edilmiştir.
Tebligat Kanunu’nun 2. maddesi “diğer kanunlarda özel hüküm bulunması halinde veya tehirinde zarar umulan işlerde veya aynı yerde bulunan 1 inci maddede yazılı daire ve müesseseler arasında veya bu daire ve müesseselerde bulunan şahıslara yapılacak tebligat, kendi memurları veya mahalli mülkiye amirinin emriyle zabıta vasıtasıyla yaptırılır” hükmünü içermektedir.
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “tebligatın memur vasıtasıyla yapılması” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında ise, tebligatın kanunlarda özel hüküm bulunan hallerde ve gecikmesi halinde zarar doğabilecek işlerde, 2 nci maddede belirtilen ve aynı yerde bulunan merciler arasında ya da bu mercilerde bulunan kişilere yapılması durumunda, tebliğlerin kendi memurları veya mahalli mülki idare amirinin emriyle kolluk vasıtasıyla yaptırılabileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında da, memur vasıtasıyla tebligat yaptırılmasını gerektiren sebebin tebligat evrakında gösterileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, ödeme emri TK’nın 2. maddesi uyarınca memur vasıtasıyla tebliğ edilmesine rağmen, yönetmeliğin 5/2 maddesi gereğince memur vasıtasıyla tebligat yaptırılmasını gerektiren sebebin tebligat evrakında gösterilmediği anlaşıldığından, yapılan tebligat usulsüz olup, şikayetin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 23/09/2013 tarihli, 2013/20628 Esas, 2013/29485 Karar, 23/06/2015 tarihli 2015/15587 Esas, 2015/17694 Karar sayılı kararları)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmadığı, davacının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olduğu anlaşılmakla, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, Çeşme İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/133 Esas, 2017/46 Karar sayılı dosyasında verilen 03/05/2017 tarihli kararın KALDIRILMASINA,
-Şikayetin KABULÜNE,
-Çeşme İcra Müdürlüğünün 2016/529 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin 29/09/2016 olarak DÜZELTİLMESİNE,
-Ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak belirlenen 29/09/2016 tarihinden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına,
2-Alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harç indirilerek, kalan 6,70 TL harcın davalıdan alınmasına,
-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı davada vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan başvurma harcı, davetiye gideri ve posta giderinden ibaret toplam 77,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) 1-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden, istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya geri verilmesine,
2-Duruşma açılmadığından, davacı lehine vekalet ücreti takdirine gerek bulunmadığına,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan başvurma harcı, davetiye gideri ve posta giderinden ibaret toplam 120,70 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) HMK’nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361/1 maddesi ve İİK’nın 364/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/02/2018
İzmir BAM 8. HD. 06.02.2018 T. E:2017/1187, K:240