12. Hukuk Dairesi2018 YılıBorca İtirazİtiraz

Ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir. İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez.

12. Hukuk Dairesi         2017/1178 E.  ,  2018/1392 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu’na eklenen geçici 7.maddeye göre 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
Alacaklının şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda; başlattığı genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı borçluların yasal süresi içinde borca itiraz etmediğini ileri sürerek icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına yönelik verdiği kararın iptalini istediği, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, alacaklı tarafından yapılan istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK’nun 62. maddesi hükmüne göre; borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi halinde İİK’nun 66. maddesi uyarınca icra müdürü takibi durdurur.
İİK’nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 22/2. maddesi gereğince ise; “İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.”
Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez.
Ayrıca, İİK’nun 8/a maddesinde de, icra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin kullanılacağı, her türlü veri, bilgi, belge ve kararın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla işlenerek kaydedileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlulara örnek 7 numaralı ödeme emrinin 11.07.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular tarafından 13.07.2016 tarihini taşıyan ve icra memuru tarafından 13.07.2016 tarihinde havale edilip imzalanan itiraz dilekçesinin ibraz edildiği ve ardından icra müdürlüğünün 26.07.2016 tarihli kararıyla borçlular hakkındaki takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. Ne var ki borçluların itiraz dilekçesinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük süre geçirildikten sonra 26.07.2016 tarihinde icra tutanağına kaydedildiği ve bir gün sonra, 27.07.2016 tarihinde, UYAP sistemine kaydının yapıldığı dosya kapsamıyla sabittir.
Bu durumda, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar uyarınca, itiraz dilekçesinin üzerinde yazılı tarihin itiraz tarihi olarak kabulüne imkan bulunmadığı ve itiraza esas olan tarihin anılan dilekçenin icra tutanağına geçirildiği 26.07.2016 tarihi olduğu açıktır. Öyleyse, belirtilen tarih nazara alındığında borçlular tarafından İİK’nun 62. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemeyeceğinden, icra müdürlüğünün takibin durdurulması yönündeki kararının yasaya uygun bulunduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
O halde, alacaklının şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, ilk derece mahkemesince verilen şikayetin reddine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 18.11.2016 tarih ve 2016/47 E.- 96 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA) ve … 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 10.08.2016 tarih ve 2016/794 E.- 443 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu