12. Hukuk Dairesi2024 YılıBorca İtirazTakip Kayıt

Ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez.

ÖZET İİK’nın 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 22/2. maddesi gereğince ise; “İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.”
Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez.
Ayrıca, İİK’nın 8/a maddesinde de, icra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin kullanılacağı, her türlü veri, bilgi, belge ve kararın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla işlenerek kaydedileceği hüküm altına alınmıştır. 
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2024/1621
KARAR NO: 2024/6877
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 06.12.2023
NUMARASI : 2022/2799-2023/4003
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz incelemesinin murafaalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nın 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin 20.07.2020 tarihinde tebliği üzerine, aynı gün muhabere icra dairesi aracılığıyla borca itiraz edildiği, icra müdürünün tebliğ tarihini 10.07.2020 olarak kabul etmesi üzerine, itirazın süresinden sonra olduğu gerekçesiyle takibin durdurulması talebini reddettiği, bu işlemin şikayet edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 20.07.2020 olarak düzeltildiği, yasal süre içinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince itiraz tarihinin dilekçenin tutanağa geçirildiği yada UYAP sistemine işlendiği tarih olduğu, itiraz tarihinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük yasal süreden sonra 14.09.2020 olduğu, İlk Derece Mahkemesince ödeme emrinin tebliğ tarihinin 20.07.2020 olarak düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış, yeniden esas hakkında şikayetin kısmen kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 20.07.2020 olarak düzeltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK’nın 62. maddesi hükmüne göre; borçlunun itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi halinde İİK’nın 66. maddesi uyarınca icra müdürü takibi durdurur.
İİK’nın 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 22/2. maddesi gereğince ise; “İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.”
Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK 13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez.
Ayrıca, İİK’nın 8/a maddesinde de, icra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin kullanılacağı, her türlü veri, bilgi, belge ve kararın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla işlenerek kaydedileceği hüküm altına alınmıştır. 
Somut olaya gelince; borçluya ödeme emrinin 20.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, aynı gün Viranşehir İcra Dairesi kanalıyla, esas dosya olan İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğüne gönderilmek üzere itiraz dilekçesini sunduğu, itiraz dilekçesinin üzerinde aynı tarihli icra müdürünün havalesi ve imzasının olduğu görülmektedir.
Dosya içinde muhabere icra dairesinin cevabi yazısına göre fiziki muhabere defterinin tutulmadığı, evrakın UYAP’a tarama tarihinin de 14.09.2020 olduğu görülmektedir.
Her ne kadar itiraz tarihi, icra müdürlüğü tarafından itirazın tutanağa geçirildiği tarih olsa da, somut olayın özelliğine göre muhabere kanalıyla icra dosyasına itiraz edildiğinden, muhabere icra dairesinin tutanak tutma görevi olmayıp, gelen evrakları havale ile esas dosyalarına göndermekle yükümlüdür.
Viranşehir İcra Dairesinin 20.07.2020 tarihli itiraz dilekçesini, 14.09.2020 tarihli üst yazı ile esas dairesine gönderdiği, üst yazıda da borçluya ait 20.07.2020 tarihli itiraz dilekçesinin yazı ekinde gönderildiğinin vurgulandığı, İİK madde 8/4 gereği icra ve iflas dairelerinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar geçerli olduğu görülmekle, itiraz tarihinin 20.07.2020 olarak kabulü gerekir.
O halde borçlu şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin, 06.12.2023 tarih ve 2022/2799 E. – 2023/4003 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 371. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu