11. Hukuk Dairesi2022 Yılı

Sahtelik iddiasına dayanan çek nedeniyle ödenen bedelinin tahsiline ilişkin davada- Mutlak def’i- Bozmadan sonra ıslah- Islahla faiz cinsinin değiştirilmesi talebi-

Sahtelik iddiasına dayanan çek nedeniyle ödenen bedelinin tahsiline ilişkin davada, çek üzerindeki imzanın davacı şirket yöneticisine ait olmadığı tespit edildiğinden ve sahtelik def’i mutlak defi olduğundan davalı tarafın iyiniyetli hamil durumunda bulunduğu itirazından faydalanamayacağı- HMK 177/2 uyarınca Yargıtay bozma ilamından sonra da ıslah yapılabileceği, ancak, dava dilekçesinde “yasal faiz” talep etmek suretiyle tercih hakkını kullanan davacının, yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkı kullanılarak tüketmesinden sonra, artık ıslah dilekçesiyle faizin cinsinin değiştirerek “reeskont faizi” talep edemeyeceği-

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.01.2021 tarih ve 2016/378 E. – 2021/37 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 44.020 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi Nuray Karakuzu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin G.Bankası K. Şubesine ait ..551 seri numaralı çeki çaldırdığını, çek üzerinde bulunan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, icra takibine maruz kalmamak için ödeme yaptığını, borçlu olmadığı halde ödenen çek bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile yasal faiz talebini reeskont faiz olarak ıslah etmiştir.

Davalı vekili, davacı tarafın çeki çaldırdığı iddiası ile imza incelemesi isteminin doğru olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin belirlenmesi için ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket yetkilisinin imza örneklerinin usulüne uygun olarak dosya içerisine alındığı, 02.11.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre çek üzerindeki imzanın davacı şirket yöneticisi M. A. G.’e ait olmadığının tespit edildiği, çek üzerindeki imzaya ilişkin sahtelik definin mutlak defi olduğu, davalı tarafın iyiniyetli hamil durumunda bulunduğu itirazından faydalanamayacağı, davacının faize ilişkin ıslah talebinin asıl alacağın ferisine ilişkin olduğu,. 6100 sayılı HMK m. 177/II maddesi uyarınca Yargıtay bozma kararından sonra da yapılabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.000,00 TL’nin 26/12/2007 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.

1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, sahtelik iddiasına dayanan çek nedeniyle ödenen bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafça, dava dilekçesi ile yasal faiz talep edilmiş, davacı vekilince ıslahla reeskont faizi talep edilmesi üzerine mahkemece, davacının faize ilişkin ıslah talebinin asıl alacağın ferisine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 177/2 maddesi uyarınca Yargıtay bozma ilamından sonra da ıslah yapılabileceği gerekçesi ile reeskont faizine hükmedilmiştir.

Ancak davacı dava dilekçesinde yasal faiz talep etmek suretiyle tercih hakkını kullanmış olup, yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılarak tüketilmesinden sonra artık ıslah dilekçesiyle faizin cinsinin değiştirilerek reeskont faizi talep edilmesi mümkün olmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/06/2022 tarihinde oybiriliğiyle karar verildi.

11. HD. 13.06.2022 T. E: 2021/2832, K: 4795

Related Articles

Back to top button