12. Hukuk Dairesi2018 Yılı89 Haciz İhbarnamesiİşlem Şikayeti

Şikayetçi bankanın 89. madde uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı, takip borçlusunun kendisinden olan alacağı üzerinde rehin hakkı bulunduğuna dair beyanı, haciz ihbarına yapılan itiraz niteliğinde olmakla, haciz ihbarnamesinin sonuç doğurabilmesi için İİK’nun 89. maddesindeki prosedürün tamamlanması gerekmekte olup anılan maddedeki prosedür tamamlanmadan, itiraza rağmen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri gönderilerek borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılması ve aleyhinde haciz istenmesi  mümkün değildir. 

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2016/29663
KARAR NO: 2018/3709
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2016
NUMARASI : 2016/261-2016/296
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu ve 3.kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1- Borçlu Keçiören Belediye Başkanlığı’nın temyiz isteminin incelenmesinde;
Borçlu belediyenin temyizde hukuki yararı olmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2- Davalı 3. kişi T.Halk Bankası A.Ş’nin temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi;
Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, 3. kişi konumunda olan T. Halk Bankası A.Ş’ye gönderilen haciz ihbarnamelerinin ardından, banka tarafından verilen cevap üzerine alacaklı vekilince banka aleyhine haciz talep edildiği, icra müdürlüğünce T.Halk Bankası A.Ş mallarının haczedilemeyeceği gerekçesi ile istemin reddine dair verilen kararın şikayet konusu yapıldığı, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir.
Borçlunun üçüncü kişi bankadaki mevduat alacağı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bankadaki mevduat, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi (HGK’nun 01.12.1999 tarih ve 1999/12-1003/1017 sayılı kararı), İİK’nun 89. maddesindeki uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Bu takdirde İİK’nun 89. ve bunu izleyen maddelerde yazılı hukuki sonuçlar doğar. İİK’nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı gönderilmesi halinde, anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç bankanın zimmetinde sayılmaz.
İİK’nun 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK’nun 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK’nun 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK’nun 28.3.2012 tarih ve 2011/12-849-242 sayılı kararı).
Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı mevduat hesabı üzerinde kendisinin rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK’nun 96/1 uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün İİK’nun 99. maddesinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir. İİK’nun 99. maddesinde; “Haczedilen şey, borçlunun elinde (m.96) olmayıp da üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı (m.23) iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa, icra müdürü o şahıs aleyhine icra mahkemesine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet verir. Bu mühlet içinde icra hakimliğine dava ikame edilmezse üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda şikayetçi bankaya 32.089,52-TL. için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği, banka tarafından yasal süresi içerisinde ayrıntılı olarak verilen cevapta, şube nezdinde bulunan borçluya ait hesap üzerine Banka ve muhtelif icra müdürlüklerinden sonra gelmek üzere haciz şerhinin işlendiğinin bildirildiği, ancak Bankanın 26.208.795, 59 TL alacağı bulunduğundan  rehin, takas ve mahsup haklarının bulunduğu bildirilmiştir.
İİK’nun 89/3. maddesi uyarınca “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir…”
Bu durumda, şikayetçi bankanın 89. madde uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı, takip borçlusunun kendisinden olan alacağı üzerinde rehin hakkı bulunduğuna dair beyanı, haciz ihbarına yapılan itiraz niteliğinde olmakla, haciz ihbarnamesinin sonuç doğurabilmesi için İİK’nun 89. maddesindeki prosedürün tamamlanması gerekmekte olup anılan maddedeki prosedür tamamlanmadan, itiraza rağmen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri gönderilerek borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılması ve aleyhinde haciz istenmesi  mümkün değildir. 
O halde, mahkemece İİK’nun 89. maddesindeki prosedür  tamamlanmadığı gerekçesi ile alacaklının şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
SONUÇ  : Davalı 3. kişi T.Halk Bankası A.Ş’nin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu