Takibe dayanak senedin, hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2021/5608
KARAR NO : 2021/10946
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 26/03/2021
NUMARASI : 2020/1144-2021/871
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi *** tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun, takip konusu bononun teminat amacıyla verildiğini, bankanın sonradan vade tarihini doldurduğunu belirterek takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; alacaklı yanın takibe konu senedin kredi borcu nedeniyle ve tahsilinde kredi borcundan düşülmek üzere davalı bankaya teslim edildiği yönündeki beyanı, borçluların kredi sözleşmesinde kefil olmaları, dayanak senedin üst tarafında matbu olarak “AAAAAbank” yazılı olması ve takibe konu senet 290.000,00 TL olarak düzenlenmiş olup genel kredi sözleşmesi 500.000,00 TL yönünden yapılmış ise de, kat ihtarının 307.881,64 TL ana para yönünden gönderildiği gerekçeleriyle takip dayanağı bononun taraflar arasındaki sözleşme gereğince teminat olarak verildiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, takibin davacı borçlular yönünden İİK 169/a-5 maddesi gereğince durdurulmasına, karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK’nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK’nun 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir.
İİK’nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir.
HGK’nun 14.3.2001 tarih-2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih- 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir.
Somut olayda borçlu tarafından delil olarak sunulan kredi sözleşmesinde takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf olmadığı, sözleşmenin genel düzenlemeler içerdiği, alacaklının göndermiş olduğu 11/10/2018 tarihli kredi sözleşmesine dair kat ihtarnamesi içeriğinde de takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf bulunmadığı gibi ihtarnamede geçen alacak miktarlarının bono ile uyuşmadığı ve yine alacaklı bankanın, ödenmeyen kredi borcu nedeni ile alacaklı olduğu ve tahsilinde kredi borcundan mahsup edilmek üzere alınan bonoyu takibe koyduğuna dair beyanının senedin, kredi borcunun edası (ifası) amacı ile düzenlendiğine dolayısıyla ödeme aracı olarak verildiğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan Bölge Adliye Mahkemesinin dayanak bononun üst tarafında matbu olarak “AAAAAbank” yazılı olmasının bononun kredi sözleşmesi nedeniyle düzenlendiğini gösterdiğine yönelik gerekçesinin de kabulü mümkün değildir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile borca itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 26/03/2021 tarih, 2020/1144 E. 2021/871 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkmesine gönderilmesine, 02/12/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.