Takibin dayanağı ilamda miktar belirtilmediği, hüküm fıkrasında önceki ilama atıfta bulunulmadığı bu haliyle alacağın likit olmayıp hükmün eda hükmü içermediği, mahkemece dayanak ilamın eda hükmü içermemesi nedeniyle ilamlı takip konusu yapılamayacağı dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine dair kararın isabetsiz olduğu-
I. DAVA
Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; takibe konu ilamın Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı üzerine verilen kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili talebine ilişkin olduğunu, takibe dayanak mahkeme kararının hüküm fıkrasında kamulaştırma bedelinin iadesi yönünde belirlenmiş bir miktar, davalı idare lehine hükmedilen likit bir alacak bulunmamakta olup, kararın eda hükmü içermediğini, ayrıca kamulaştırma bedelinin iadesine ilişkin kısımda faiz konusunda da bir hüküm kurulmadığını, kamulaştırma bedelinin faiziyle birlikte iadesine de karar verilmediğini, bu nedenlerle mahkeme kararının ilamlı icra takibine konu edilemeyeceğini gerek asıl alacak kalemi yönünden gerekse işlemiş faiz alacağı kalemi yönünden başlatılan takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra emrinin ve takibin takibin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Takibe dayanak olan Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29.08.2019 tarihli 2017/50 E. 2019/274 K. sayılı ilamının hüküm kısmında belirtilen ve bankaya yatırılan kamulaştırma bedelinin miktarının belli ve likit olup ilamın tespit niteliğinde değil eda hükmü içermekte olduğu, borçlular adına bankaya ödenen miktarın tespitinin yargılamaya muhtaç olmadığı, faiz miktarına yönelik bir itirazı olmamakla birlikte ilamda faize ilişkin hüküm bulunmaz ise karar tarihinden itibaren yasal faiz istenilebileceğinden faiz istenilmesinde de yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, takibin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı borçlular vekili istinaf dilekçesinde; Takibe dayanak mahkeme kararının hüküm fıkrasında kamulaştırma bedelinin iadesi yönünde belirlenmiş bir miktar, davalı idare lehine hükmedilen likit bir alacak bulunmamakta olup, kararın eda hükmü içermediğini, ayrıca kamulaştırma bedelinin iadesine ilişkin kısımda faiz konusunda da bir hüküm kurulmadığını, kamulaştırma bedelinin faiziyle birlikte iadesine de karar verilmediğini, bu nedenlerle mahkeme kararının ilamlı icra takibine konu edilemeyecek nitelikte olup takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Takibin dayanağı ilamda miktar belirtilmediği, hüküm fıkrasında önceki ilama atıfta bulunmadığı bu haliyle alacağın likit olmayıp hükmün eda hükmü içermediği mahkemece dayanak ilamın eda hükmü içermemesi nedeniyle ilamlı takip konusu yapılamayacağı dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine dair kararın isabetsiz olduğu gerekçesi ile davacı borçlular vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının HMK 353/1-b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; sadece 2 borçlu dava açtığı halde mahkemenin tüm borçlular yönünden takibin iptaline karar vermesinin hatalı olduğunu, takip konusu ilamın tespit ilamı olmadığını, hüküm kısmında açık ve net bir şekilde eda hükmü tesis edildiğini, bankaya yatırılan kamulaştırma bedelinin miktarının belli ve likit olduğunu, aksine bir yorum durumunda usul ekonomisi ilkesine aykırı olarak ayrıca başka bir dava daha açılması gerekeceğini ve yine kamulaştırma bedelinin iadesine yönelik hükümde faize yer verilmemiş olmasının hükmü tespit haline getirmeyeceğini, faize hükmedilmemiş ise karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, takibe dayanak ilam eda hükmü içermediğinden ve faize ilişkin hüküm bulunmadığından bahisle takibin ve icra emrinin iptaline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
İİK’nın16 ınci ve 32 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Takibin sadece davacı/ borçlular C. Özkul ve G. Özkul yönünden iptal edildiğinin tabii bulunmasına,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 23.01.2023 T. E: 2022/7909, K: 372