12. Hukuk Dairesi2023 YılıHaciz Kaldırmaİcra - Taraf Takip İşlemleriİşlem ŞikayetiTaraf - Takip EhliyetiTasarrufun İptali

Takibin tarafı olmayan şikayetçi (iptal davasının davalısı) üçüncü kişinin, dosyanın işlemden kaldırılmasını (İİK. 78) talep edemeyeceği- Aktif husumetin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar mevcut olması gerektiği- Taşınmazın kayden maliki olan şikayetçi-üçüncü kişinin İİK. 106, 110 gereğince şikayette bulunmakta aktif husumeti bulunsa da, şikayet tarihi itibariyle bulunan aktif husumetin, şikayetçinin kayden maliki olduğu taşınmazın ihalede davalı alacaklıya satılması ve ihalenin kesinleşerek  tescil yazısının yazılması ile sona erdiği-

Takibin tarafı olmayan şikayetçi (iptal davasının davalısı) üçüncü kişinin, dosyanın işlemden kaldırılmasını (İİK. 78) talep edemeyeceği- Aktif husumetin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar mevcut olması gerektiği- Taşınmazın kayden maliki olan şikayetçi-üçüncü kişinin İİK. 106, 110 gereğince şikayette bulunmakta aktif husumeti bulunsa da, şikayet tarihi itibariyle bulunan aktif husumetin, şikayetçinin kayden maliki olduğu taşınmazın ihalede davalı alacaklıya satılması ve ihalenin kesinleşerek  tescil yazısının yazılması ile sona erdiği-

I. DAVA

3. kişi şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı A. O… tarafından borçlu Özel .. Hastanesi hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız takipte, mahkemece borçlu ile aralarındaki taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davalı alacaklıya haciz ve satış yetkisi verilmesi nedeniyle taşınmazının haczedilerek satıldığını, tasarrufun iptali ilamı ve ihaleden önce takibin işlemsiz bırakıldığını, geçici aciz vesikası verildiği tarihten şikayet tarihine kadar da 3 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen işlem yapılmadığını, bu nedenle taşınmazının ihaleye çıkarılması ve geçici aciz vesikası düzenlenmesi işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek İcra Müdürlüğünden takip dosyasının işlemden kaldırılmasını talep ettiklerini, İcra Müdürlüğünce taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazının satılması nedeniyle dosyasının işlemden kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararlarının bulunduğunu ileri sürerek İcra Müdürlüğünün 19.11.2018 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetçinin takipte taraf sıfatı bulunmadığını, İcra Müdürlüğünün kararında isabetsizlik bulunmadığını savunarak şikayetin reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı A. O… tarafından borçlu Özel .. Hastanesi hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, İcra Müdürlüğünce 27.01.2011 tarihinde geçici aciz vesikası düzenlendiği, alacaklı tarafından şikayetçi 3. kişi V. San. ve Tic.Ltd.Şti. ile diğerleri aleyhine … İli, … İlçesi, … Mah., 310 ada, 87 parselde kayıtlı taşınmaz hakkında … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/165 E. sayılı dosyası ile İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası açıldığı, Mahkemenin 22.02.2018 tarih ve 2018/53 K. Sayılı kararı ile davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazla ilgili tasarrufların iptali ile davalı alacaklıya … 2. İcra Müdürlüğünün 2010/2104 E. sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere haciz ve tahsil yetkisi verildiği, anılan karar gereğince taşınmazın satışının istendiği ve taşınmazın 13.11.2018 tarihinde yapılan ihale sonucunda alacağa mahsuben davalı alacaklıya ihale edildiği, şikayetçinin icra dosyasının tarafı olmadığı, aleyhine tasarrufun iptaline karar verilerek ihaleye konu edilen taşınmazın maliki olduğu, İcra Müdürlüğünden TTK’nın 778. maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini beyanla İİK’nın 78. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılması talebinde bulunduğu, İcra Müdürlüğünce şikayetçinin takipte alacaklı ve borçlu sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, 3. kişilerin şikayet hakkının ancak işlemden doğrudan etkilenmeleri halinde söz konusu olabileceği, tarafların yerine geçerek işlem yapmalarının mümkün olmadığı gerekçesi ile şikayetin aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi 3. kişi istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Şikayetçi 3. kişi istinaf dilekçesinde; aynı mahkemece ihalenin feshi şikayetinde aktif husumetinin bulunduğu kabul edilirken huzurdaki şikayet yönünden bulunmadığının kabulünün çelişkili olduğunu, tasarrufun iptali davası sonucunda taşınmazının satılması nedeniyle takibin düşmesine/devamına ilişkin işlemlerden doğrudan etkilendiğini, bu nedenle aktif husumetinin bulunduğunu, takibin zamanaşımına uğradığını, mahkemece İcra Müdürlüğünden görüş sorulmadan ve tanık dinlenmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibin tarafı olmayan şikayetçi 3. kişinin İİK’nın 78. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmekte aktif husumetinin bulunmadığı, aynı taraflar arasındaki benzer bir dosyada da aynı yönde karar verildiği ve verilen kararın temyiz incelemesinde onanarak kesinleştiği, HMK’nın 115/1 ve 2. fıkralarında; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir” düzenlemesine yer verildiği, aktif husumetin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar mevcut olması gerektiği, taşınmazın kayden maliki olan şikayetçi 3. kişinin İİK’nın 106 – 110. maddeleri gereğince şikayette bulunmakta aktif husumetinin bulunduğu, ancak şikayet tarihi itibariyle bulunan aktif husumetin, şikayetçinin kayden maliki olduğu 310 ada 87 nolu parsel sayılı taşınmazın 13.11.2018 tarihli ihalede davalı alacaklı A. O…’na satılması ve ihalenin 13.01.2020 tarihinde kesinleşerek 13.03.2020 tarihinde tescil yazısının yazılması ile sona erdiği, İlk Derece Mahkemesince İİK’nın 106-110. maddesine yönelik şikayet bakımından yukarıda açıklanan gerekçeye yer verilmesi gerekirken bu hususun eksik bırakıldığı gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetlerin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi 3. kişi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Şikayetçi 3. kişi temyiz dilekçesinde; aynı mahkemece ihalenin feshi şikayetinde aktif husumetinin bulunduğu kabul edilirken huzurdaki şikayet yönünden bulunmadığının kabulünün çelişkili olduğunu, tasarrufun iptali davası sonucunda taşınmazının satılması nedeniyle takibin düşmesine/devamına ilişkin işlemlerden doğrudan etkilendiğini, bu nedenle aktif husumetinin bulunduğunu, takibin zamanaşımına uğradığını, ilk derece mahkemesince İcra Müdürlüğünden görüş sorulmadan ve tanık dinlenmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3. kişinin takibin işlemden kaldırılması talebinin reddine ilişkin icra memuru işlemini şikayetine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16., 78., 106 – 110. ve sair maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. ve 115. maddeleri ile sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi 3. kişi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 29.03.2023 T. E: 2022/9335, K: 2177

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu