T. C.
Y A R G I T A Y
1 2 . H U K U K D A İ R E S İ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
Esas No : 2022/7854
Karar No : 2023/137
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 10.05.2022
SAYISI : 2021/1992 E., 2022/1478 K.
DAVA TARİHİ : 03.11.2017
HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul
TEMYİZ EDEN : Davacı
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13.04.2021
SAYISI : 2017/1063 E., 2021/886 K.
Taraflar arasındaki takibin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı/ipotekli taşınmaz maliki tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Sibel Yavuz tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı/ipotekli taşınmaz maliki vekili dava dilekçesinde; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde, sair nedenlerle birlikte takibe konu 1065 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hissesini ipotekli olarak satın aldıklarını, haklarında takip başlatan, alacağı bankadan temlik alan şirketin İİK 150/ı maddesinde sayılan kuruluşlardan olmadığını, aralarında anılan maddede yer alan türden cari hesap ilişkisi bulunmadığını, dayanak ipoteğin kesin borç ipoteği niteliğinde olmadığını, bu nedende İİK 149. maddesine dayalı olarak da ilamlı takip başlatılamayacağını ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde; asıl kredi borçlusu hakkında başlatılan takipten sonra alacaklı bankadan takip dosyasının ve ipotek alacağının temlik alındığını, temlikten sonra ipotekli taşınmaz hisselerinin devredildiğinin anlaşıldığını, İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/729 E. sayılı şikayet dosyası ara kararı uyarınca taşınmazın yeni maliklere karşı ihtarname tebliğ edilerek takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmadığını, takibin ek takip niteliğinde olduğunu, temlik ile ipotek alacağı ve tüm haklar devralındığından İİK 150/ı gereğince ilamlı takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl takip Denizbank tarafından başlatılmış ve davalı da ipoteği bu bankadan temlik almış ise de İİK 150/ı maddesi banka yahut kredi müesseselerine özgü bir hüküm olup asıl takipten sonra davalının ipoteği temlik alması ve davalının banka veya kredi müessesesi olmaması nedeniyle İİK m. 150/ı hükmünden yararlanmayacağı açıktır. Bu halde davalının yeni ipotek maliklerine İİK 149/b maddesine göre ödeme emri göndermesi gerekirken İİK m. 150/ı gereği icra emri göndermesi usul ve yasaya aykırı olmakla şikayetin kısmen kabulüne, icra takip dosyasında davacıya gönderilen icra emrinin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı/ipotekli taşınmaz maliki vekili; takip konusu ipoteğin, İİK’nın 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmaması, banka veya kredi veren kuruluşu olmayan davalı/alacaklının icra emrine konu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayri nakdi bir kredi ilişkisinin bulunmaması, alacaklının kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmaması, taraflar arasında İİK’nın 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmadığından icra emri gönderilmesine olanak bulunmaması nedenleriyle takibin usulsüz olması, takibe konu ipotek borçlularının tamamı ile ilgili yasaya aykırı olarak icra emri gönderilmemiş olması, yasaya aykırı olarak aynı borç için verilen ipoteklerin ve ipotek borçlularının tamamının aynı anda takibe konu edilmemiş olması, dayanak ipoteğin üst sınır ipoteği niteliğinde olması, davacıya yasanın belirtiği şekilde borç bildirimi yapılmamış olması gözönüne alınarak mahkeme kararının kaldırılması ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/alacaklı vekili; alacağın temlik alınması ile temlik edenin tüm haklarına halef oldukları, takip öncesi davacıya muacceliyet ihtarnamesi tebliğ ettikleri, bu nedenle ilamlı takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK’nın 150/ı maddesine uygun şekilde asıl borçlu ve ipotek verene hesap kat ihtarının borçluların genel kredi sözleşmesindeki adresine/ipotek akit tablosundaki adresine tebliğ edildiği, asıl borçlunun hesap özetine 8 günlük süre içinde itiraz etmediği, ihtarnamedeki asıl alacak miktarının kesinleştiği, dava dışı temlik eden Denizbank A.Ş.’nin İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2015/5709 E. sayılı dosyasında dava dışı asıl borçlu Eyfel Yapı…Limited Şirketi aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlattığı, takipten sonra Denizbank A.Ş.’nin dosya alacağını Beyoğlu 48. Noterliğinin 15.12.2015 tarih, 158293 yevmiye sayılı alacağın temliki sözleşmesi ile Danış Turizm … A.Ş.’ye devir ve temlik ettiği, temlik alan alacaklı vekilinin ipotekli taşınmazı rehinle yükümlü olarak 30.07.2015 tarihinde satın alan davacı/ipotek malikine noter aracılığı ile ihtarname keşide ettiği, devamında temlik alan alacaklı şirket tarafından İstanbul 10. İcra müdürlüğünün 2017/5307 E. sayılı dosyası ile davacının da içinde bulunduğu diğer tapu malikleri aleyhine 05.10.2017 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığı, bu dosyanın talep üzerine İcra Müdürlüğünce ilk takip olan 2015/5709 E. sayılı dosya ile 28.02.2018 tarihinde birleştirilmesine karar verildiği, takip öncesinde davacıya noter kanalıyla muacceliyet ihtarı gönderildiği ve alacağı devralan şirket, temlik eden bankanın yerine geçtiği için, davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından, mahkemece şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı/ipotekli taşınmaz maliki vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı/ipotekli taşınmaz maliki vekili; şikayet dilekçesinde yer alan sair nedenlerle birlikte takibe konu ipotekli taşınmaz hissesini ipotekli olarak satın aldıklarını, haklarında takip başlatan, alacağı bankadan temlik alan şirketin İİK 150/ı maddesinde sayılan kuruluşlardan olmadığını, aralarında anılan maddede yer alan türden cari hesap ilişkisi bulunmadığını, dayanak ipoteğin kesin borç ipoteği niteliğinde olmadığından İİK 149. Maddesine dayalı olarak da ilamlı takip başlatılamayacağını, bu nedenle takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde, ipotek alacağını temlik alan alacaklının kredi veren kuruluş(banka) niteliğini haiz olmaması, takip dayanağı ipoteğin, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olması, temlik alan alacaklı ile davacı arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmaması nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 149. maddesi ile 150/ı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu ile sair yasal mevzuat
3. Değerlendirme
İstanbul 10. İcra Dairesinin 2015/5709 Esas sayılı dosyasına dayanak ipotek akit tabloları incelendiğinde; Denizbank A.Ş. lehine doğmuş ve doğacak tüm alacakların teminatını teşkil etmek üzere ipotekler tesis edildiği, ipoteklerin tesis edildiği tarihte taşınmazların anılan takibin asıl borçlusu kredi kullanan Eyfel Yapı … Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu, ipotekli taşınmazlardan İstanbul İli Beykoz İlçesi ……… Köyü 1065 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın 1/46 hissesinin takipten önce ipotekle yükümlü olarak davacıya 21.08.2015 tarihinde satıldığı, bu taşınmazın diğer hisselerinin de başka 3. kişilere satıldığı, takibin ise sadece asıl kredi boçlusu ve halen takip konusu edilen 1065 ada 1 parsel sayılı taşınmaz dışındaki diğer taşınmazların maliki olan Eyfel Yapı … Ltd. Şti. hakkında başlatıldığı, alacaklı Denizbank A.Ş. tarafından Beyoğlu Noterliğinin 15.12.2015 tarih, 158293 yevmiye numaralı alacağın temliki sözleşmesi ile İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2015/5709 Esas sayılı icra takip dosyasındaki alacağın davalı Danış … AŞ’ye temlik edildiği, ipotekli taşınmaz maliklerinin belirlenmesi için tapu kayıtlarının celp edildiği, taşınmaz hisselerinin üçüncü kişilere devredildiğinin tespit edilmesi üzerine anılan takip dosyasından yeni maliklere icra emri gönderildiği, malikler tarafından takibin iptali istemi için icra mahkemesinde davalar açıldığı, İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/754 Esas sayılı dosyasında davalıya yeni malikler hakkında takip başlatılması için süre verildiği, davalı tarafından İstanbul 10.İcra dairesinin 2017/5307 Esas sayılı dosyasında yeni malikler yönünden ipoteğin paraya çevrilmesi yönünden takibe başlanıldığı görülmektedir.
İİK’nın 149. maddesinde; ”İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse, ayrıca bunlara birer icra emri gönderir. Bu icra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını isteyebileceği bildirilir” hükmüne yer verilmiştir.
İİK’nın 150/ı maddesinde ise; ”Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda değinilen yasal düzenlemelere uymayan hallerde ise, ipoteklerin ilamlı icra yoluyla takibi
mümkün değildir.
Somut olayda, Deniz Bank A.Ş.’nin, asıl borçlu Eyfel Yapı … Ltd. Şti.’ne genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırdığı krediden kaynaklanan alacağını, tüm teminatları ile birlikte takip tarihinden önce 15.12.2015 tarihli temlik sözleşmesi ile alacaklı Danış … A.Ş.’ye temlik ettiği, adı geçen temlik alacaklısı tarafından davacı/ipotekli taşınmaz maliki hakkında temlik tarihinden sonra 09.10.2017 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlandığı ve borçlulara örnek 6 numaralı icra emri gönderildiği görülmektedir.
Takip dayanağı ipotek, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olup, alacaklı ve davacı/ipotekli taşınmaz maliki arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklının da kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmadığı açıktır. Dolayısıyla, taraflar arasında İİK’nın 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmadığından icra emri gönderilmesine olanak tanıyan anılan maddenin olayda uygulanma yeri bulunmamaktadır. Diğer taraftan, takip konusu ipoteğin, İİK’nın 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığı da kuşkusuzdur. Öyleyse, alacaklı tarafından sözü edilen maddelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılması mümkün olmayıp, yapılan takip usulsüzdür.
O halde; Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekirken, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.