12. Hukuk Dairesi2023 YılıHaciz KaldırmaHaczedilmezlikİşlem Şikayeti

Taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmuşsa da aile konutu şerhinin hacze engel olmadığı- Haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı olup, şikayetçinin meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının bulunmadığı,

12. Hukuk Dairesi         2022/9146 E.  ,  2023/1978 K.

“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki icra memur muamelesine şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı üçüncü kişi vekili dilekçesinde; … 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2298 Esas sayılı takip dosyasında borçlu … ve alacaklı … 10.09.2015 tarihli ibraname imzalayarak icra takibine konu olan alacaktan vazgeçildiğini, her ne kadar ilgili icra dosyasında 1151 ada 99 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulmuşsa da … … 15. Asliye Hukuk Mahkeme’sinin 2016/514 Esas sayılı dosyasında açtığı yolsuz tescile dayalı tapu iptal ve tescil davasında 1151 ada 99 parsel sayılı taşınmazın adına hükmen tescil edildiğini, taşınmaz üzerine haciz tarihinden evvel aile konutu şerhi konulduğunu beyan ederek haczin kaldırılması talebinin reddine dair 12.11.2020 tarihli müdürlük işleminin iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; haciz tarihinden sonra verilen hükmen tescil kararının hacze etkisinin bulunmadığını, taşınmazın hacizden ari olarak üçüncü kişi adına tescil edilmediğinden haksız talepte bulunulduğunu beyan ederek talebin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK’nın 82/1-12. bendi uyarınca üçüncü kişinin aile konutu şerhine dayalı olarak meskeniyet iddiasında bulunamayacağı, takip konusu borcun delil olarak sunulan ibraname ile sona erdiği ileri sürülmüşse de ibranamedeki imzanın aidiyeti konusunda alınan bilirkişi raporunda imzanın takip alacaklısına ait olduğu hususunun açık ve net olarak tespit edilemediği, şikayet konusu taşınmazın haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olduğu, hükmen tescil kararında taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmediği bu bakımdan şikayetin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı üçüncü kişi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
İbraname üzerinde yapılan imza incelemesinde, incelemenin evrak aslı üzerinde yapılmamasından ötürü bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, haciz tarihinden önce taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına göre üzerinde aile konutu şerhi bulunan taşınmazın haczinin caiz olmadığını, taşınmazın tapu iptal ve tescil davası uyarınca adına tescil edildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 14.11.2016 ve 19.06.2017 tarihlerinde borçlu adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine haciz şerhi işlendiği, bu tarihlerden önce taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmuşsa da aile konutu şerhinin hacze engel olmadığı, İİK’nın 82/1-12 maddesi uyarınca meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının takip borçlusuna ait olduğu, ibranameye dayalı borcun sona erdiği iddiasının takip borçlusu tarafından ileri sürülebileceği, … … 15. Asliye Hukuk Mahkeme’sinin 19.06.2018 tarih, 2016/514 Esas 2018/299 Karar sayılı dosyası ile taşınmazın borçlu adına olan tapu kaydı iptal edilerek, şikayetçi adına tescil edilmişse de kararın haciz tarihinden sonra verilmesi ve şikayetçinin taşınmazı üzerindeki takyidatlarla birlikte iktisap ettiği dolayısıyla hacizlerin kaldırılması talebinin reddedilmesinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı üçüncü kişi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
İstinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmaz üzerine haciz konulmasından sonra taşınmazı iktisap eden üçüncü kişinin haczin kaldırılması talebinin reddine dair müdürlük işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK’nın 91. maddesi

3. Değerlendirme
Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararlarının sadece başvuruda bulunan kişi ve başvuruya konu idari işlem ya da karar açısından geçerli ve bağlayıcı olduğunun tabii bulunmasına, İİK’nın 82/1-12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı olup, şikayetçinin meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının bulunmadığı, … … 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/514 Esas 2018/299 Karar sayılı dosyasında hacizli taşınmazın şikayetçi adına tapuya tesciline karar verilip 31.10.2018 tarihinde kararın kesinleşmesi üzerine şikayetçi adına tapuya tescil edilmişse de haciz tarihleri itibariyle taşınmazın takip borçlusu adına kayıtlı olması ve mahkeme kararında hacizlerin kaldırılması kararı verilmediği için icra müdürlüğünce haczin kaldırılması talebinin reddine dair işlemin hukuka uygun olduğu, ibraname başlıklı belgeye dayalı olarak takibin iptali talebinin ilgilisi tarafından ileri sürülebileceği, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu