Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu- Takibin tarafı olmayan (ve kesinleşen mahkeme kararı ile hacze konu taşınmaz hissesinin adına tescil edildiğini, İİK 106 ve 110 uyarınca haczin kalındırılmasını talep eden) üçüncü kişi şikayetçinin haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği- Şikayetçinin haczin kaldırılması isteminin ancak genel mahkemede açılacak davada tartışılabileceği-
Taraflar arasındaki şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne kararın kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı üçüncü kişi dava dilekçesinde özetle 12.11.2020 tarihinde C. İcra Müdürlüğünün 2006/1197 Esas sayılı takip dosyasında 13/11/2020 tarihli, “27.08.2012 tarihinde dosya üzerinden, … ili, … parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölümdeki 3/10 oranındaki paya konulan haczin hukuki değerinin kalmadığından kaldırılmasının talep edildiğini, ancak 13.11.2020 tarihinde İcra Müdürlüğünün taleplerini reddederek tensip tutanağı düzenlediğini, tensip tutanağında verilen karardan 03.01.2021 tarihinde haberdar olunduğunu, İcra Müdürlüğünün yaptığı işlemin açıkça aykırı olduğunu, dilekçe ekinde sunulan ve kesinleşen … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.09.2014 gün ve 2013/645 Esas, 2014/639 Karar sayılı kararı ile haciz koyulan … ili, … parselde bulanan 10 nolu bağımsız bölümdeki 3/10 oranındaki pay müvekkili adına tescil edildiğini, dosya üzerinde konulan haciz tarihinin ise 27.08.2012 olduğunu, dosya üzerinden konulan haciz tarihinden bugüne 8 yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından satış talebinde bulunulmadığını, bu nedenle dosya üzerinden konulan haczin hukuki bir değerinin kalmadığını, İİK 106-110. maddelere göre talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dosyada taraf olmadığını, dosyada taraf olmadığından haczin kaldırılmasını talep etme hakkının olmadığını, ayrıca tapu iptali ve tescil davasında verilen ilamla ilgili olarak tescil kararı da haczinden sonra verildiğini, bu nedenle taşınmaz haciz şerhiyle birlikte üçüncü kişilere intikal edeceğini, taşınmaz haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olup, tapu iptali ve tescil ilamının incelendiğinde taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması yolunda bir hüküm kurulmadığının açık olduğunu, davaya konu taşınmaz üzerinde hacizlerinin devam ettiğini, taşınmaz için süresinde satış da istendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile C. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1197 Esas sayılı takip dosyası kapsamında takip alacaklısı Türkiye Halk Bankası tarafından takip borçlusu olan … aleyhine takip başlattığı, takibin başlamasından sonraki aşamada takip dışı 3. kişi olan davacı … tarafından takip borçlusuna yönelik tapu iptal ve tescil davası açtığı, … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/645 Esas, 2014/639 Karar sayılı ilamı ile şikayet konusu olan … İli, … Parsel de bulunan 4. kat 10 nolu bağımsız bölümün davacı … adına tapuya kayıt ve tescil edilmesine yönelik karar verdiği, bu kararın 10.11.2014 tarihinde kesinleştiği görülmekle şikayetin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesini tekrar ile ayriyeten aynı konuda … 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/61 Esas, 2020/204 Karar sayılı ilamıyla davacının tapu kaydındaki şerhin terkini talepli dava açıldığı, davanın reddine karar verildiğini ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olup şikayetçinin haczin kaldırılması istemi ancak genel mahkemede açılacak davada tartışılabileceği, takibin tarafı olmayan şikayetçinin, haczin hukuki değerini yitirdiğinden bahisle haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği kanaatiyle alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nun 353-1-b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı üçüncü kişi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı üçüncü kişi vekili dava dilekçesini tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazdaki borçluya ait hacizli payın mahkeme kararıyla iktisap edildiğinden bahisle haczin kaldırılmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İİK’nın 16. maddesi, TMK’nın 705 ve 1020. maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 269,85 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
12. HD. 02.10.2023 T. E: 5444, K: 5544