1- 35’ e Göre Tebligat Ne Zaman Çıkarılır?
Bazen ilgili yargı mercii tarafından, muhataba o yargılama süreci içinde daha önce tebligat yapılmış, ancak muhatap daha sonra adresini değiştirmiş olabilir. Tebligat Kanunu ve Tüzüğü, bu ihtimali de göz önünde bulundurarak ayrıca düzenleme yapmıştır. Zira, daha önce hiç tebligat yapılmayan kimsenin, adresinin bilinmemesi ya da adresinde bulunmaması ile daha önce tebligat yapılmış kimsenin tebligat adresinde bulunmamasının sonuçları aynı değildir;
Birincisinde; tebligatı ulaştırmak, tebligatı çıkartan merciin görevidir.
İkincisinde ise; kendisine tebligat yapılan, yani yargı organının tebligatı daha önce ulaştırdığı muhatabın, adres değişikliğini bildirmek veya eski adrese yapılan tebligatlara katlanmak durumu söz konusudur.
Uygulamada, ikinci ihtimalde yapılacak tebligat işlemleri için, Tebligat Kanununun bu konuyla ilgili maddesinden hareketle “ 35’ e göre tebligat” denilmektedir. Ancak, 35’ e göre tebligat, bazen amacı dışında ve kanuna aykırı şekilde de kullanılabilmektedir. Böyle bir durum söz konusu olursa, usulsüz bir tebligat ortaya çıkar. Bu sebeple, hükmün doğru anlaşılması ve doğru uygulanması gereklidir.[1]
2- Uygulanma Koşulu ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
35. maddenin uygulanabilmesi için, tebligat muhatabın (veya onun adına tebligatı kabule yetkili kimse) önceden aynı adreste tebligat yapılmış olması kural olarak (İstisna: m. 35, IV) şarttır. Bu şart, 35. maddenin uygulanabilme koşuludur. Bu koşul gerçekleşmedikçe 35. maddenin uygulanabilmesi söz konusu olamaz. [2]
Ayrıca, her bir yargılama işlemi kendi bütünü içinde ayrı ayrı düşünülmelidir. Örneğin, daha önce başka bir davada muhataba tebligat yapılmış olması, ancak muhatabın, daha sonra bu davayla hiç ilgisi olmayan başka bir dava ya da icra takibi ile karşı karşıya kalması halinde, ikinci yargılama ve takip işlemleri bağımsız değerlendirilmeli, bunun için ilk defa tebligat yapılırken gözetilmesi gereken kurallar uyulmalıdır. Çünkü her bir yargılama kendi içinde bağımsızdır. Aksi halde, bir defa kendisine takip yapılmış, ya da dava açılmış kimseye, üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, sürekli o adrese tebligat yapılması gibi hukuken kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkabilir.[3]
3- Adresin Değiştirilmesi Halinde Yeni Adresin Bildirilmemesi Durumunda Yapılacak İşlemler
Daha önce (karşılaştırınız m. 35/4) kendisine (veya adına tebligatı kabule yetkili kimselere) yargı organlarınca tebligat yapılan kimse, (tebligat) adresini değiştirir ve yeni adresini ilgili (yani, kendisine daha önce tebligat yapmış bulunan) yargı organına bildirmezse, tebligat görevlisinin, her şeyden önce, muhatabın yeni adresini belirlemek için soruşturma yapması gerekir. Bu soruşturma Tüz m. 28/1 uyarınca yapılır (Tüz m. 55/2). Yani, tebliğ memuru, tebligat muhatabının (veya onun adına tebligatı kabule yetkili kimselerin) adreste bulunmama sebebini bilmesi olası (muhtemel) komşu, kapıcı, yönetici gibi kimselerden veya o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti yahut meclisi üyelerinden veyahut zabıta (kolluk) amir veya memurlarından sorar. Bunların yaptığı beyanı, ifadesine başvurulan kimseye imzalatır (veya kendisi imza eder).[4]
4- Muhatabın yeni adresinin bulunması
Tebliğ memuru, yaptığı soruşturma sonucu muhatabın yeni adresini tespit edebilirse, bakılır; eğer yeni adres tebliğ memurunun tevzi (dağıtım) bölgesinde ise tebligat, o adrese yapılır; yok eğer yeni adres, başka bir ptt merkezinin tevzi bölgesi içinde ise, tebliğ evrakı yeni adreste tebliğin sağlanması için tebliğ memuru tarafından bağlı bulunduğu merkeze iade olunur. (Tüz. m. 55/2 ve dolayısıyla Tüz. m 28/3,4)
Tesbit edilen yeni adrese gidildiğinde, tebligat muhatabı veya onun yerine tebligatı kabule yetkili kimseler, o adreste bulundukları halde, tebliğin yapılacağı sırada orada yoksalar, Tüz. M. 30 hükmüne göre işlem yapılır; yani, tebliğ memuru, tebliğ evrakının, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti yahut ihtiyar heyeti üyelerinden birine veyahut zabıta amir veya memuruna verir ve adresin kapısına durumu belirten ihbarnameyi asar (olanaklı ise komşularından birine varsa yönetici veya kapıcıya da haber verilir), (m. 21; Tüz. m. 30).[5]
5- Muhatabın Yeni Adresinin Bulunamaması
Tebliğ memuru, yaptığı soruşturmaya (Tüz m.28/1) karşın, muhatabın yeni adresini belirleyemezse, tebliğ evrakını çıkaran merciye iade eder (Tüz. m.55/3). Tebliğ memurunun, tebligat evrakını iade etmesi, ancak tebligatı çıkaran merciin “adres bulunamazsa m. 35 gereğince tebligat yapılacaktır” şeklinde bir kaydının bulunmaması halinde söz konusudur. Eğer tebliğ evrakında, bu şekilde bir kayıt varsa, tebliğ memurunun tebliğ evrakını (çıkaran merciye) iade etmeyerek, yukarıda anlatılan kapıya yapıştırma işlemini yapması gerekir.[6]
6- Tebligatın Yapılması
Kendisine daha önce tebligat yapılan adresi değiştiren muhatap, bu adresini değiştirmesine rağmen bunu bildirmezse ve yeni adresi tespit etmekle çalışmakla görevli memur tarafından, yaptığı araştırma sonucunda, muhatabın yeni adresi tespit edilemezse, tebliğ evrakının bir örneği eski adrese ilişkin binanın kapısına asılır. Bundan sonra, yeni adres usulünce bildirilmedikçe, eski adrese çıkarılan tebligatlar, muhataba yapılmış sayılır (m.35/2); eski adresin kapısına tebligatın asılma tarihi de tebliğ tarihi olarak kabul edilir (TebK m. 35/1-3; TebT m. 55/1-5). TebK m. 35’ e göre yapılacak tebligatlarda, Tüzükte belirtilen 6 nolu örnek kullanılmalıdır.
Tebliğ evrakı (eski) adresin kapısında iki gün süre ile asılı kalır (Tüz m.55). Tebliğ evrakının yapıştırılmasına engel olanlar ile yapıştırılan belgeyi bulunduğu yerden koparanlar, yok edenler veya okunmaz hale getirenler cezalandırılır (Tüz m.56). [7]
Kanunda özel bir ihtimal de düzenlenmiştir. Şöyle ki, daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmi merciler önünde ikrar edilmiş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf sanatkar sicillerine bildirilen en son adres değişiklikleri hakkında da yukarıda açıklanan hükümler uygulanır. (TebK m. 35/4; TebT m. 55/6). Uygulamada buradan hareketle, örneğin ilk defa kendisine dava dilekçesi tebliğ edilecek davalının, adresi tespit edilemez veya belirtilen adresten taşındığı anlaşılırsa, resmi bir merciiye ya da kamu kurumuna daha önce bildirdiği adres esas alınarak tebligat yapılabilmektedir; bu yönde Yargıtay kararları da mevcuttur. Bu durum, TebK m. 35’ in uygulanması için, muhataba daha önce tebligat yapılması gerektiği kurallara aykırıdır.[8]
YARGITAY KARARLARI
(Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 1996/10682 Esas ve 1996/11100 sayılı Kararı) ÖZET: Taraflar arasında daha önce görülen davadaki adres yalnız o dava için geçerlidir. Davanın taraflarına dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmemesi savunma hakkını ihlal eder niteliktedir.
(Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2003/15203 Esas ve 2004/4885 Sayılı Kararı)
ÖZET : İtirazın iptali davasında, davalının icra dosyasındaki adresinden ayrıldığının saptanması halinde, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre davalının yeni adresi belirlenerek tebliğin bu adrese yapılması gerekir.
(19. Hukuk Dairesi 2005/12005 Esas ve 2006/4461 Sayılı Kararı) ÖZET; ;Tebligat usulüne aykırı yapılmış bile olsa, muhatabı tebliğe muttali ise muteber sayılır. dava dilekçesinin en geç dilekçenin verildiği tarihte tebliğ edildiğinin kabulü gerekeceğinden, ilk itiraz süresi olan on günlük süre bu tarihte başlar.
KAYNAKÇA:1 -Doç. Dr. Muhammed ÖZEKES, Yargı Örgütü ve Tebligat Hukuku, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Ağustos – 2006
[1] Sayfa 165,166
[3] Sayfa 166
[8] Sayfa 166
2- Prof. Dr. Ejder YILMAZ-Av. Tacar ÇAĞLAR, Tebligat Hukuku, Yetkin
Yayınları, Ankara – 2007
[2] Sayfa 924
[4] Sayfa 971
[5] Sayfa 971
[6] Sayfa 973
[7] Sayfa 982
3- Gülseren GÜMÜŞ, Bafra Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü, Denetleme Memuru, yardımı ile hazırlanmıştır.
Hasan ÇİNİ * Bafra Denetimli Serbestlik Şube Müdürü * 18 Temmuz 2008