12. Hukuk Dairesi2024 YılıTebligat

Tebligat Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu’nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f maddeleri gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk DairesiT Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2024/602
KARAR NO: 2024/5650
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 30.11.2023
NUMARASI : 2023/1620-2023/1944
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun İcra Mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkili yurt dışında iken tebligat yapıldığını, yurt dışından döner dönmez ilk mesai gününde icra dosyasından haberdar olduğunu ve aynı gün icra dosyasına borca itiraz dilekçesi sunduğunu, yapılan tebligattan komşu, kapıcı vs.’nin bilgilendirilmediğini, ödeme emri tebliğ tarihinin 05.06.2023 olarak düzeltilmesine, icra dosyasına sunulan itirazın süresinde olduğunun tespitine ve takibe itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince tebligatın usule uygun olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; muhatabın adresten sürekli mi yoksa geçici mi ayrıldığının, adreste bulunmama sebebinin ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmediğinden bahisle istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılarak şikayetin kabulü ile ödeme emrinin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin 05.06.2023 olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 31. maddesi uyarınca; kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar,   ihtiyar  heyeti  veya   meclisi   üyeleri,   kolluk  amir  ve  memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” hükmüne yer verildiği, Tebligat Kanunu’nun ”Tebligat Mazbatası” başlıklı 23. maddesinin 7. bendinin; “21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara müteallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılmasını” emrettiği, ”Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi” başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesinin (f) bendinde ise; “30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığını, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının” hüküm altına alındığı görülmüştür.
Burada anılan Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu’nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f maddeleri gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir.
Dolayısı ile muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.
Somut olayda, örnek (7) nolu ödeme emrinin borçlunun adresine “Muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle en yakın komşu ……Arslan’ dan sorulmuş, muhatabın çarşıya gittiği sözlü beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat Mehmet Akif Ersoy Muhtarı ……..Ay imzasına 26.05.2023 tarihinde teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. En yakın kapıcı ……..Arslan’ a haber verilmiştir.” şerhi ile 26.05.2023 tarihinde tebliğ edildiği ve söz konusu tebligatta muhatap borçlunun tebliğ anında “çarşıya” gittiği belirtilmiş olup, muhatabın kısa süreli adresten ayrıldığı tebliğ mazbatasından anlaşılmaktadır. Bir başka ifade ile tebligatta “dışarıda, şehir dışında” gibi bir ibare söz konusu olmayıp, hayatın olağan akışına göre gün içerisinde muhatap borçlunun adrese geleceği anlaşılmaktadır. Dolayısı ile muhatap çarşıya gitmiş olmakla tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun araştırılmasına gerek yoktur. Tebligatın bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği’nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olduğu anlaşılmıştır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin şikayetin reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle borçlunun istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 30.11.2023 T. ve 2023/1620 E., 2023/1944 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu