Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş. Ayyıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlu tarafından takibin kesinleşmesinden sonra, İİK’nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle icranın geri bırakılmasının istendiği, mahkemece kıymet takdirine itiraz davası açıldığı ve bu dava süresince zamanaşımının işlemeyeceği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği görülmektedir.
6762 sayılı TTK’nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 6273 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır.
6763 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Mer’iyet Ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun’un 2. maddesinde Türk Ticaret Kanununun mer’iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacakları düzenlenmiştir. Yine, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6/1. maddesinde; “Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tâbidir.” düzenlemeleri yer almaktadır. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle 6762 sayılı TTK.’nun 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresi 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıldır.
Somut olayda, takibe dayanak çeklerin keşide tarihleri 31.12.2009, 16.01.2010 ve 26.01.2010 olup, ibraz süresi 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tabidir.
Öte yandan, takip dayanağı çekin ibraz sürelerinin dolduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK.’nun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır.
Kanundaki dava tabirinden maksat eda davalarıdır. Bu bağlamda yukarıda belirtilen nitelikte olmayan davalar zamanaşımını kesmemektedir (İstihkak, izale-i şuyu, kıymet takdirine itiraz, senet iptali, tasarrufun iptali vb. nitelikte davalar).
Somut olayda icra dosyasında, 22.02.2011 tarihinden 16.02.2012 tarihine kadar zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı görülmektedir.
O halde alacaklının yukarıda belirtilen tarihler arasında icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığından ve dolayısıyla 6762 sayılı TTK’nun 726/1. maddesinde yazılı 6 aylık zamanaşımı gerçekleştiğinden, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. HD. 22.10.2015 T. E:25451, K:25539