12. Hukuk Dairesi2024 YılıKambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu

TTK’nın 134-158 maddeleri ve 193 sayılı Kanun 81 maddesi şartlarında tüm varlık, borç, hak ve yükümlülükleriyle ve tüzel kişiliği sona ermek suretiyle tasfiyesiz bütün halinde devir yolu ile birleşme dayanılarak kambiyo senedinde imzası olmayan ve takipte de taraf olmayan 3. kişinin kambiyo senedine özgü takipte borçlu olarak eklendiği görülmekte olup, birleşme ve birleşmenin taraflara getireceği hak ve yükümlülükler yargılama yolu ile belirlenmeden kambiyo takibinde borçlu olarak yer almayan birleşilen  3. kişiye dosya borcunu ödemesi için muhtıra gönderilmesi ve bu muhtıraya dayalı olarak yapılan haciz ve satış işlemlerinin hukuka aykırı olduğu

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
   Y A R G I T A Y   İ L A M I
ESAS NO : 2024/565
KARAR NO: 2024/2500
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 13.10.2023
NUMARASI : 2022/4295-2023/1782
DAVACI : Borçlu    : KC Dış Ticaret Anonim Şirketi
DAVALI : Alacaklı : Sami Benun
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu hakkında başlatılan kambiyo takipleri nedeniyle icra dosyalarından taraflarına gönderilen muhtıra ile icra dosyasına borçlu olarak eklenen davacı borçlu şirket vekilince dava dilekçesinde; davacı borçlu şirketin takibe konu senetlerde keşideci, ciranta, aval veren ya da kefil olarak hiçbir sıfatı ve senetler üzerinde imzasının bulunmamasına, takip konusu senet borçlusu olarak keşideci M…… K… F…….nun imzasının olmasına, bonoda, takip talebinde ya da ödeme emrinde taraflarının borçlu sıfatıyla gösterilmemesine rağmen dosyaya borçlu sıfatı ile kaydedilerek şirket adına kayıtlı ve şirkete ait olan tüm taşınmazların haczine karar verildiği ve satış işlemlerine başlanıldığını, İcra Müdürlüğünün davacı şirketi takibe borçlu olarak eklemesine ve taşınmazlarının üzerine haciz koyma işlemine dayanak yaptığı; 03.10.2017 tarihli dava dışı borçluya ait şahıs şirketi ile şirketleri …….. Dış Ticaret A.Ş. arasında yapılan Birleşme Sözleşmesi ile şahıs şirketinin tüm borçlarından sorumlu olunduğu gerekçeleriyle yapılan haciz ve satış işlemlerin iptali ile hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin reddine karar verildiği, kararın davacı borçlu şirket tarafından istinaf edilmesi ile Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olduğu gerekçesiyle davacı borçlu şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm kurulduğu görülmüştür.
 Somut olayda; dava dışı keşideci borçlu aleyhine 05.05.2017 tarihinde 08.09.2016 keşide tarihli senetlere dayanarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibin kesinleştiği, takip devam ederken borçlunun şahıs şirketinin ……. Dış Ticaret A.Ş. ile 21.07.2017 tarihinde TTK’nın 134-158 maddeleri ve 193 sayılı Kanun 81 maddesi şartlarında tüm varlık, borç, hak ve yükümlülükleriyle ve tüzel kişiliği sona ermek suretiyle tasfiyesiz bütün halinde devir yolu ile birleşme kararı alındığı, birleşmenin 27.10.2017 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayımlandığı, birleşme sözleşmesine dayanılarak kambiyo senedinde imzası olmayan ve takipte de taraf olmayan 3. kişinin kambiyo senedine özgü takipte borçlu olarak eklendiği görülmekte olup, birleşme ve birleşmenin taraflara getireceği hak ve yükümlülükler yargılama yolu ile belirlenmeden kambiyo takibinde borçlu olarak yer almayan birleşilen  3. kişiye dosya borcunu ödemesi için muhtıra gönderilmesi ve bu muhtıraya dayalı olarak yapılan haciz ve satış işlemlerinin hukuka aykırı olduğu görülmekle mahkemece şikayetin kabulü ile hacizlerin ve satış işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir..
SONUÇ :Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 13.10.2023 tarih ve 2022/4295 Esas ve 2023/1782 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve İstanbul 31. İcra Hukuk Mahkemesinin 31.10.2022 tarih ve 2022/166 Esas – 2022/74 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu