Tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek olmadığı, zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Kiraz Koyuncu C. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun, diğer fesih nedenlerinin yanı sıra, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince; şikayetin reddi ile para cezasına hükmedildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin 21.08.2020 tarihli satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir.
Tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.
Somut olayda, satışın yapıldığı talimat dosyası içinde bulunan 23.07.2020 tarihli satış ilanı tebligatının, borçlu şirketin ticaret siciline kayıtlı “Eğriçam Mah. 2293 Sk. No:1/9 33160 Yenişehir/Mersin” adresine “yetkilinin gösterilen adreste olmaması nedeniyle ve imzadan imtina eden A.Ç. soruldu muhatabın çarşıya gitmesi nedeniyle tebliğ evrakı ilgili mahalle muhtarı azası imzasına tebliğ edildi, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı, isim ve imzadan imtina eden yetkilinin A.Ç. haber verildi” şerhi verilerek tebliğ edildiği görülmekle tebligat, yukarıda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olup geçerlidir.
Buna göre; Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu tarafın ileri sürdüğü diğer istinaf nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, satışın yapıldığı talimat dosyası içinde bulunan 23.07.2020 tarihli satış ilanı tebliğ mazbatası incelenmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2021 tarih ve 2020/2544 E. – 2021/301 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31.05.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi verildi.
12. HD. 31.05.2021 T. E: 3612, K: 5664