12. Hukuk Dairesi2022 YılıTahliye Davası

Uyuşmazlık, yabancı para olarak belirlenen kira bedeline 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlük tarihinden sonra sözleşmedeki kira artış oranının uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.

Uyuşmazlık, yabancı para olarak belirlenen kira bedeline 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlük tarihinden sonra sözleşmedeki kira artış oranının uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir…

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve borçlulardan E. O. Hacibekiroğlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK’nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:

Kira alacağı için başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçluların süresinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince; itirazın kesin olarak kaldırılmasına, takibin 190.860,85 TL’nin 3/4’ü olarak devamına, asıl alacak olan 179.052,22 TL’nin 3/4’ünün %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlulardan alınarak alacaklıya verilmesine karar verildiği, hükmün taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; borçlulardan E. O. Hacibekiroğlu’nun istinaf başvurusunun esastan reddine, alacaklı ve borçlu N. Hacibekiroğlu’nun istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, borçlu kefil N. Hacibekiroğlu yönünden itirazın kaldırılması isteminin reddine, borçlu kiracı E. O. Hacibekiroğlu yönünden itirazın kaldırılmasına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu E. O. Hacibekiroğlu’ndan tahsili ile alacaklıya ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının alacaklıdan tahsili ile borçlulardan N. Hacibekiroğlu’na ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, kira alacağının tahsili için başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe vaki itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, yabancı para olarak belirlenen kira bedeline 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlük tarihinden sonra sözleşmedeki kira artış oranının uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 344/IV maddesine göre; “Sözleşmede kira bedeli yabancı para olarak kararlaştırılmışsa 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla, beş yıl geçmedikçe kira bedelinde değişiklik yapılamaz. Ancak, bu Kanunun, “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı 138 inci maddesi hükmü saklıdır. Beş yıl geçtikten sonra kira bedelinin belirlenmesinde, yabancı paranın değerindeki değişiklikler de göz önünde tutularak üçüncü fıkra hükmü uygulanır.”

Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 2. maddesinde; geçmişe etkili olma başlığı altında “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları gerçekleştirdikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 7. maddesinde ise görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlığı altında “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallar ile geçici ödemelere ilişkin 76. faize ilişkin 88. temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi, görülmekte olan davalara da uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Türk Borçlar Kanununun kira artışına ilişkin 344. maddesindeki düzenleme kiracıları koruyucu nitelikte olup, kamu düzenine ilişkindir.

Yine, 04.07.2012 tarihli 6353 Sayılı Kanun’un 53. maddesi ile değiştirilen 31.3.2012 tarihli 6217 Sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesine göre ”Kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354 üncü maddeleri 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmaz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmüne göre kiracısı tacir ve tüzel kişi olan işyerlerinde Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesi uygulanmayacaktır.

Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında düzenlenen 01.04.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralanan taşınmaz davalı tarafından işyeri (hukuk bürosu) olarak kullanılmak üzere aylık 5.000 USD bedelle kiralanmış olup bu hususlar taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Kira sözleşmesinin özel hükümler bölümünün 9. maddesi ” Kira süresi bir yıldır. Kiracı ve mal sahibi her yıl mevcut kirayı %3 (üç) oranında arttıracaktır. Taraflar bu hususu kabul ve taahhüt ederler.” şeklindedir. Alacaklının takip konusu ettiği 43.379,24 USD alacak 05.06.2013-05.05.2018 arası dönemleri kapsayan kira artışından kaynaklanmaktadır. Kiralanan taşınmaz işyeri ise de taraflar tacir olmadığından yabancı para olarak belirlenen kira bedeline kanunun yürürlük tarihi olan 01.07.2012’den sonraki dönemde beş yıl süre ile artış yapılamaz. Anılan hüküm emredici nitelikte olup, sözleşme ile aksinin kararlaştırılması mümkün değildir. Maddenin son fıkrasının son cümlesine göre beş yılın da sonunda kira bedeli aynı maddenin 3. fıkrasına göre yapılacak yargılama sonucunda hakim tarafından belirlenecektir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 344/IV maddesi hükmü gözetilerek incelenip sonuçlandırılması gerekirken, bu yönde hiç bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Kabule göre de, itirazın kaldırılması yargılaması sonucunda taraflar lehine tazminata hükmedilecek ise yabancı para alacağının takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı belirlenerek hükmedilmesi gerekmektedir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup re’ sen gözetilmesi gerekir. Takip yabancı para alacağı üzerinden başlatılmış olup alacaklı ve borçlulardan N. Hacibekiroğlu lehine asıl alacağın TL karşılığı gösterilmeksizin tazminata hükmedilmiş olması da doğru görülmemiş olup kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi’nin 01.07.2022 tarih ve 2021/812 E. – 2022/1598 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

12. HD. 28.12.2022 T. E: 11349, K: 14186

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu