-
Oca- 2024 -17 Ocak
Borçluya rızai satış yetkisi verilmesine ilişkin hükmün (İİK. 111/a) ipotekli takiplerde uygulanmayacağı-
Borçluya rızai satış yetkisi verilmesine ilişkin hükmün (İİK. 111/a) ipotekli takiplerde uygulanmayacağı- Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayet sebebiyle yapılan…
-
16 Ocak
Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu 2024 Yılı Teftiş Programına İlişkin Duyuru
Teftiş Programını İndirmek İçin Tıklayınız
-
16 Ocak
Tasfiye Kapsamında Ödenen Tutarların Nemalandırılmasına İlişkin İcra İşleri Daire Başkanlığı Görüş Yazısı
T.C. ADALET BAKANLIĞI İcra İşleri Dairesi Başkanlığı Sayı : 86420598-22/440 …
-
16 Ocak
22/01/2024 Tarihinden Geçerli Olmak Üzere Posta ve Tebligat Ücretlerinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tarife
Tarifeyi İndirmek İçin Tıklayınız.
-
16 Ocak
Satış Avansına İlişkin Olarak, İİK’nun geçici 18/2-1. bendi uyarınca geçiş tarihinden önce haczedilen mallar hakkında değişikliklerden önceki hükümler ile ilga edilen hükümlerin uygulanmasına devam olunacağı, bu durumda icra müdürlüğünce dosyaya yatırılan satış avansı ve alacaklının satış talebinin de bulunduğu haczin ve satışın düşmediği anlaşılmıştır.
T.C. KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1229 KARAR NO : 2023/1284 T Ü R K …
-
15 Ocak
İcra takibine tarafı olmayan bir kişinin UYAP sisteminde dosyaya taraf olarak kaydedilmesi suretiyle bu kişiden borçluya intikal edecek malvarlığı değerlerinin araştırılmasının söz konusu kişi borçlunun murisi de olsa icra takip dosyasına yabancı bir şahıs olduğundan, Anayasadaki temel hak ve özgürlüklere ve bu kapsamda kişisel verilerin korunması kurumuna aykırılık oluşturacağı (Karşı Oy içerir)-
İcra takibine tarafı olmayan bir kişinin UYAP sisteminde dosyaya taraf olarak kaydedilmesi suretiyle bu kişiden borçluya intikal edecek malvarlığı değerlerinin…
-
15 Ocak
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre tahliye kararının bir kira dönemini aşkın süre infazının istenmemesi kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelir. Bu nedenle tahliyenin infazı artık bu takipte istenemez. Bunun için yeni bir tahliye kararı alınması zorunludur.
T.C. YARGITAY 12. Hukuk Dairesi T Ü R K M İ L L E T İ A D I…
-
14 Ocak
Mahkemece, şikayete konu icra emrine dayanak bozma sonrası ilamda hükmedilen faiz türü dikkate alınıp, hakkın doğum tarihinden itibaren tarafların bildireceği bankalardan mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları dosya arasına alındıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilerek ödeme tarihine kadar işlemiş faiz miktarı belirlenip ve yine TBK’nun 100.maddesi kapsamında ödemenin öncelikle faizden düşülmek sureti ile hesap yapılacak şekilde rapor aldırtılıp usuli kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, şikayete konu icra emrine dayanak bozma sonrası ilamda hükmedilen faiz türü dikkate alınıp, hakkın doğum tarihinden itibaren tarafların bildireceği…
-
14 Ocak
Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre yapılacak tebligatlarda posta memurunun tebligat zarfında gösterilen mernis adresindeki kapıyı çalmadan tebligat evrakını muhtara bırakarak ihbarnameyi kapıya yapıştıracağı yönünde Kanun ve Yönetmelikte bir düzenleme bulunmadığı- Tebliğ memurunun gösterilen adrese gitmesi, muhatap o adreste oturmakta ise tebligatı muhataba veya muhatap adına tebligatı kabul etmeye yetkili kişiye yapması gerektiği- Belirtilen maddenin başlığı “…tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina…” şeklinde olup, posta memurunun gösterilen adresteki kapıya gitmeden tebliğ imkânsızlığını saptayamayacağı- Yine Yönetmeliğin 31. maddesinin başlığı “…adres kayıt sistemindeki adreste bulunamama halinde yapılacak işlem…” şeklinde olup, posta memurunun adres kayıt sistemindeki adrese gideceği ve muhatabın gösterilen adreste hiç oturmamış veya sürekli olarak ayrılmış olması hâlinde aynı maddenin 2. fıkrasına göre işlem yapması gerektiği konusunda kuşku bulunmadığı-
Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre yapılacak tebligatlarda posta memurunun tebligat zarfında gösterilen mernis adresindeki kapıyı çalmadan tebligat evrakını…
-
14 Ocak
Şikayetçi borçluya ödeme emri ………………………….. adresine tebliğe çıkartılmış olup, alıcının “adresten taşındığı” şerhi ile iade edilmesi üzerine bu kez mernis adresi olduğuna dair kayıt ile birlikte aynı adrese ………. tarihinde TK’nun 21/2. maddesine göre tebliğ işleminin gerçekleştirildiğinin görüldüğü, o halde mahkemece; borçlunun mernis adresine tebligat kanunu 21/2 şerhi verilerek yapılan tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmadığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçluya ödeme emri ………………………….. adresine tebliğe çıkartılmış olup, alıcının “adresten taşındığı” şerhi ile iade edilmesi üzerine bu kez mernis…
-
14 Ocak
Borçlunun takip talebinde gösterilen bilinen adresine çıkarılan ödeme emri tebligatı iade edilmiş olmasının, adres kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresine tebligat yapabilmek için yasal şartları oluşturduğu,muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanun’unun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilmediği hâlde tebliğ memuru tarafından kendiliğinden ilgili Kanun’un 21/2 nci maddesi uygulanarak tebliğ edildiğinden tebligatın bu hâli ile usulsüz olacağı- Sıra cetvelinde kendisinden önce yer verilen başka bir alacaklının icra dosyasında borçluya yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını belirterek sıra cetveline itiraz etmesi mümkün olduğu-
Borçlunun takip talebinde gösterilen bilinen adresine çıkarılan ödeme emri tebligatı iade edilmiş olmasının, adres kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresine…
-
14 Ocak
Bila tebliğ iade edilen tebligatta komşu ismi bulunmadığı gibi kapıya haber kağıdı da yapıştırılmadığı, bu suretle iade tebligat usulsüz olduğundan buna dayalı olarak TK’nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın da geçersiz olduğu-
Bila tebliğ iade edilen tebligatta komşu ismi bulunmadığı gibi kapıya haber kağıdı da yapıştırılmadığı, bu suretle iade tebligat usulsüz olduğundan…
-
14 Ocak
Bilinen adresine çıkartılan ödeme emri tebligatının bila ikmal iade edilmesi üzerine, bu adresin borçlunun mernis adresi olması nedeniyle aynı adrese çıkartılan ödeme emrinin “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatabın (tanınmadığı/taşındığı) tebliğ imkansızlığı nedeniyle (Teb. K. m..21/2.) gereğince .. Muhtarı …’ya …. tarihinde tebliğ edilerek, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır.” şerhi ile tebliğ edildiği, tebliğ zarfına “mernis adresi” olması dışında, usulünce düşülmüş bir şerh bulunmadığı, bu nedenle de tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı ve bu durumda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Bilinen adresine çıkartılan ödeme emri tebligatının bila ikmal iade edilmesi üzerine, bu adresin borçlunun mernis adresi olması nedeniyle aynı adrese…
-
14 Ocak
Tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği’nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek olmadığı- Muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olduğu
Tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği’nin…
-
14 Ocak
Tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevi yüklemiş olup “muhatabın çarşıda olduğu” yönündeki komşu beyanından, hayatın olağan akışına göre aynı gün eve döneceği anlaşıldığından, bu konuda araştırma yapılmasına gerek bulunmadığı ve bu hali ile tebligatın usulüne uygun olduğu-
Tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevi yüklemiş olup “muhatabın çarşıda olduğu” yönündeki komşu beyanından, hayatın olağan akışına…
-
14 Ocak
Her ne kadar mahkemece, gerekli olmadığı halde duruşma günü tayin edilmiş ve dava dilekçesinde tebligata elverişli bir adres bildirilmediğinden davacının, adres kayıt sisteminde yer alan adresine duruşma günü ve saatini bildirir davetiye gönderilmiş ise de posta memurunca, tebligat evrakı üzerine, muhatabın adresinin kapalı olduğu ve imzadan imtina eden komşusu …’a haber verildiği şerh düşülerek 7201 sayılı TK’nın 21/2. maddesine göre muhtara teslim edildiği, ancak anılan yasa hükmü uyarınca muhatabın adreste bulunmama nedeniyle ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığı gibi komşusuna da bu hususun sorulmadığı anlaşıldığından, davacıya yapılan bu tebligatın usulüne uygun olmadığı, bu durumda mahkemece, davacıya duruşma günü ve saatini bildirir davetiyenin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek duruşmaya katılımı sağlandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açılan duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edilmeksizin, davanın takip edilmediğinden söz edilerek dosyanın işlemden kaldırılmasının ve üç aylık süre sonunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Her ne kadar mahkemece, gerekli olmadığı halde duruşma günü tayin edilmiş ve dava dilekçesinde tebligata elverişli bir adres bildirilmediğinden davacının,…
-
14 Ocak
Tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek olmadığı, zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun…
-
12 Ocak
Sözü edilen ilamın icra takibine konulduğu, borçlulardan ikisi tarafından teminat mektubunun takip dosyasına konulduğu ve mehil vesikasının alındığı, sözü edilen bu karar ibraz eden borçlular açısından geçerli olacağından mehil talebinde bulunmayan diğer borçlular yönünden bu kararın bağlayıcılığının olmadığı-
Sözü edilen ilamın icra takibine konulduğu, borçlulardan ikisi tarafından teminat mektubunun takip dosyasına konulduğu ve mehil vesikasının alındığı, sözü edilen…
-
12 Ocak
İcranın geri bırakılması kararının, ancak lehine tehiri icra kararı tesis edilen borçlu yönünden hüküm ifade ettiği, borcun, tehiri icra kararı için sunulan teminat mektubu ile değil, bu teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile ödenmiş sayılacağı, teminat mektubunun henüz paraya çevrilmediği hususları göz önüne alındığında ilamı temyiz ederek lehine icranın geri bırakılması kararı almayan şikâyetçi-borçlu yönünden ilâmın infazı için takibe devam edilmesinde, talep üzerine mallarına haciz konulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
İcranın geri bırakılması kararının, ancak lehine tehiri icra kararı tesis edilen borçlu yönünden hüküm ifade ettiği, borcun, tehiri icra kararı…
-
12 Ocak
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, teminat mektubunun paraya çevrilmesi işlemine ilişkin müdürlük kararını şikayet (İİK’nun 36. maddesinin uygulanmasına dair) olup, bu kararın kesin olduğu-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, teminat mektubunun paraya çevrilmesi işlemine ilişkin müdürlük kararını şikayet (İİK’nun 36. maddesinin uygulanmasına dair) olup, bu…
-
12 Ocak
Temyizen incelenmesi istenen kararın, İİK.’nin 36. maddesi kapsamında sunulan ‘teminat mektubunun iadesi talebinin reddine’, dair memur işleminin iptali talebine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığı-
Temyizen incelenmesi istenen kararın, İİK.’nin 36. maddesi kapsamında sunulan ‘teminat mektubunun iadesi talebinin reddine’, dair memur işleminin iptali talebine ilişkin…
-
12 Ocak
Ara karara dayalı nafaka alacağına ilişkin ilamsız icra takibinde ödeme emrinin vekile tebliği
T.C. YARGITAY 12. Hukuk Dairesi T Ü R K M İ L L E T İ A D I N…
-
12 Ocak
Satış İşlemlerinde Tapu Harcı Alınmasına İlişkin Görüş Yazısı
Görüş yazısını indirmek için tıklayınız
-
11 Ocak
Ödeme emrinde faiz türünün reeskont avans faizi olarak belirtilmiş olduğu, borca itirazın İİK’nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biriyle ispatlanamamış olduğu ve İlk Derece Mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinde faiz türünün reeskont avans faizi olarak belirtilmiş olduğu, borca itirazın İİK’nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerden biriyle ispatlanamamış olduğu…
-
11 Ocak
7176 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle 04.11.1983 tarih ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen geçici 14. maddesinde; “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 4.11.1983 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiilî el konulması veya hukuki el atılması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan taleplere dair bedel ve tazminata ilişkin davalarda verilen mahkeme kararları kesinleşmedikçe icraya konulamaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takipleri kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulur.
7176 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle 04.11.1983 tarih ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen geçici 14. maddesinde; “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya…
-
11 Ocak
Dava konusu taşınmazda idare ile birlikte yirmi hissedarın bulunduğu, kamulaştırmaya ilişkin bir şerh bulunmadığı, idare tarafından İcra Müdürlüğüne sunulan talep yazısında taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin istenildiği, söz konusu taşınmazın idare adına tapuya tescil edilmediği dolayısıyla taşınmaz ve taşınmaz üzerindeki muhdesatlar kamulaştırılmış olsa bile taşınmaz idare adına tescil edilmediğinden taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin ve taşınmazda bulunan kişilere tahliye için muhtıra gönderilmesinin mümkün olmadığı-
Dava konusu taşınmazda idare ile birlikte yirmi hissedarın bulunduğu, kamulaştırmaya ilişkin bir şerh bulunmadığı, idare tarafından İcra Müdürlüğüne sunulan talep…
-
11 Ocak
Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu- Takibin tarafı olmayan (ve kesinleşen mahkeme kararı ile hacze konu taşınmaz hissesinin adına tescil edildiğini, İİK 106 ve 110 uyarınca haczin kalındırılmasını talep eden) üçüncü kişi şikayetçinin haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği- Şikayetçinin haczin kaldırılması isteminin ancak genel mahkemede açılacak davada tartışılabileceği-
Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu- Takibin tarafı olmayan (ve kesinleşen…
-
11 Ocak
Şikayete konu icra müdürlüğünün ret kararının, şikayetçi vekili tarafından UYAP’tan okunarak öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra mahkemeye başvurulduğu gerekçesiyle, şikayet süresi geçtiğinden reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayete konu icra müdürlüğünün ret kararının, şikayetçi vekili tarafından UYAP’tan okunarak öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra…
-
11 Ocak
Takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden davacı borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden davacı borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi…
-
11 Ocak
Menfi tespit davasının reddine karar verilmesi ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair hüküm kurulması aranmadan tedbirin kendiliğinden kalkacağı ve İcra Müdürlüğü’nün ihtiyati tedbirin nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceğine ilişkin kararının yasaya aykırı olduğu-
Menfi tespit davasının reddine karar verilmesi ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair hüküm kurulması aranmadan tedbirin kendiliğinden kalkacağı ve İcra Müdürlüğü’nün…
-
11 Ocak
Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla birlikte, belediye mallarının, belediyenin beyan edeceği mallar dışında da haczinin mümkün kılındığı- İcra emrinin tebliğ edilmesi suretiyle 7 günlük ödeme süresinin geçmesi ve alacaklının haciz talep etme hakkının doğmuş olması, 6552 s. K. m. 121 ile 5393 s. K.nun 15. maddesine eklenen “…ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır.” ibaresinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi birlikte değerlendirildiğinde, 7 günlük ödeme süresinin geçmesi ile borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesi nedeniyle alacaklının talebi doğrultusunda borçlu aleyhine haciz kararı alınmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı-
Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla birlikte, belediye mallarının, belediyenin beyan edeceği mallar dışında da haczinin mümkün kılındığı- İcra emrinin tebliğ edilmesi suretiyle 7…
-
11 Ocak
Takipten ve itirazın iptali davasından feragat edilmiş olsa dahi dosya alacağına konulan hacizler nedeniyle hacizler ve takip geçerli olup feragat nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılamayacağı-
Takipten ve itirazın iptali davasından feragat edilmiş olsa dahi dosya alacağına konulan hacizler nedeniyle hacizler ve takip geçerli olup feragat…
-
11 Ocak
Takip tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 783/3. maddesine göre; “Muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin %10’unu ödemekle yükümlü olduktan başka, hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin eder”. Çek keşide eden kimsenin, bu çekin karşılığı olan miktarı, ibraz süresi içerisinde muhatap banka nezdinde bulundurması zorunludur. Dolayısıyla, karşılığını bulundurduğu çek bedelinin, alınan ödeme yasağı kararı nedeniyle ödenmemesinden dolayı çek tazminatından sorumlu tutulamaz.
T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/909 KARAR NO : 2023/983 T Ü R K…
-
11 Ocak
Kira sözleşmesinde belirli bir giderin kiracıya ait olduğunun belirtilmiş olması, o giderin kira borcundan sayılmasını gerektirmez. Kiracı, kira sözleşmesinde yakıt gideri, kapıcı parası, su parası, elektrik parası, aidat gideri gibi yan giderleri ödemeyi üstlenmiş olsa dahi, sözkonusu giderler asıl kira borcu olmayıp, asıl kira borcunun eklentisi niteliğinde olduğundan, anılan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi tahliyeye neden olmaz.
T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ ESAS NO : 2023/1543 KARAR NO : 2023/1990 T Ü R K…
-
10 Ocak
Aynı sıra cetveline karşı açılmış olan itiraz davası ile sıra cetveline ilişkin şikayet dosyasının birleştirilmesi gerektiği- Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde öncelikle sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde, davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerektiği-
Aynı sıra cetveline karşı açılmış olan itiraz davası ile sıra cetveline ilişkin şikayet dosyasının birleştirilmesi gerektiği- Hem sıraya ve hem de…
-
8 Ocak
Gerçek kişi kefillerin kefaletlerinden sorumlu olacakları sürenin 818 s. BK ve 6098 s. TBK’da farklı düzenlendiği- 05.04.2000 tarihli adi kefalet 10 yıl geçmekle kendiliğinden sona ermişse de, 6101 s. Yürürlük Kanunu gereğince 01.07.2012 tarihinden itibaren 01.07.2013 tarihine kadar kefalet sorumluluğunun uzatılmış olduğu- İcra takibi kefalet süresi yönünden hak düşürücü süre sona ermeden yapılmış ise de, takip tarihi itibariyle asıl borç zamanaşımına uğrarsa, kefil yönünden de zamanaşımına uğramış olacağı ve böyle bir halde kefilin zamanaşımı def’inin kabulü gerektiği- Asıl borçluya karşı kesilen zamanaşımının kefile karşı da kesileceği-
Gerçek kişi kefillerin kefaletlerinden sorumlu olacakları sürenin 818 s. BK ve 6098 s. TBK’da farklı düzenlendiği- 05.04.2000 tarihli adi kefalet…
-
8 Ocak
Kefalet ilişkisinde 10 yıllık hak düşürücü sürenin TBK ile ilk kez öngörüldüğü, TBK’nun yürürlük tarihi itibariyle 10 yıllık sürenin dolmuş olduğu, davalı bankanın 1 yıllık ek süre içinde takipte bulunma hakkının olduğu, buna göre 01.07.2013 tarihinden itibaren davacının davalıya karşı takip yapmaya hakkının olmadığı, ancak davalı tarafından başlatılan icra takip tarihinin 29.12.1998 olduğu ve takibin kesinleştiği, kesinleşen takipte kefaletin sona erdiğinin düşünülemeyeceği-
Kefalet ilişkisinde 10 yıllık hak düşürücü sürenin TBK ile ilk kez öngörüldüğü, TBK’nun yürürlük tarihi itibariyle 10 yıllık sürenin dolmuş…
-
8 Ocak
Kiraya verenin, tahliye taahhüdüne dayalı takiplerde, kiracı tarafından tahliye emrine itiraz edilmesi üzerine, icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması” nı istemek zorunda olmayıp, sulh hukuk mahkemesinde de “tahliye davası” açabileceği ve sulh hukuk mahkemesinden alacağı tahliye ilamını, İİK.’nun 26. maddesine göre ilamlı icra takibine konu edebileceği; buna karşın İİK.’nun 269/d ve 274/son maddelerinde, aynı kanunun 67. maddesine gönderme yapılmamış olduğundan, sulh hukuk mahkemesinde “itirazın iptali ve tahliye davası” açıp bu dava sonucunda aldığı ilama dayanarak “ilamsız tahliye” takibinde bulunamayacağı-
Kiraya verenin, tahliye taahhüdüne dayalı takiplerde, kiracı tarafından tahliye emrine itiraz edilmesi üzerine, icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması” nı istemek zorunda…
-
8 Ocak
İİK.nun 269 ve devamı maddeleri uyarınca icra mahkemesine başvurup tahliye kararı alması gerekirken, bu yolu tercih etmeyip sulh hukuk mahkemesine dava açarak aldığı tahliye kararına dayanarak takibe devam edilmesini istemiştir. İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2017/38247 sayılı dosyasında icra takibinin sürdürülebilmesi için İİK.nun 269/a m. uyarınca icra mahkemesinden karar alması zorunludur. Sulh Hukuk Mahkemesinden almış olduğu tahliye kararına dayanarak bu dosyada takibi sürdürmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır (
T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1200 KARAR NO : 2020/350 T Ü R K …
-
7 Ocak
Takip dayanağı belgenin bono niteliğini taşıması halinde taraflara arasında ticari bir ilişkinin var olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda alacaklının “avans faizi oranı”na göre faiz isteyebileceği-
Takip dayanağı belgenin bono niteliğini taşıması halinde taraflara arasında ticari bir ilişkinin var olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda alacaklının “avans…
-
7 Ocak
İİK’ nın 45.maddesinde; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki İİK’nın 167.madde hükmünün mahfuz olduğu, aynı kanunun 167.maddesinde ise; alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceği-
İİK’ nın 45.maddesinde; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla…
-
7 Ocak
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu mad. 121/2 hükmünde faize faiz yürütülemeyeceği düzenlendiği gibi, 3095 sayılı Kanun’un 3. maddesinde de kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin saklı olduğunun belirtildiği- 6102 sayılı TTK’nun ticari işlerde oran serbestisini ve bileşik faizi düzenleyen “Ticari İşlerde Faiz” başlıklı 8. maddesinin 2. bendinde, üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin ana paraya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartının, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerli olduğu, bu fıkranın sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmayacağının düzenlendiği-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu mad. 121/2 hükmünde faize faiz yürütülemeyeceği düzenlendiği gibi, 3095 sayılı Kanun’un 3. maddesinde de kanuni…
-
7 Ocak
Davalı şirket ile davacı sigortalısı arasında sigorta sözleşmesi bulunması nedeniyle uyuşmazlığın ticari iş niteliğinde olduğu- Bu halde temerrüt faizi olarak avans faizine hükmedilmesi gerektiği-
Davalı şirket ile davacı sigortalısı arasında sigorta sözleşmesi bulunması nedeniyle uyuşmazlığın ticari iş niteliğinde olduğu- Bu halde temerrüt faizi olarak…
-
7 Ocak
Takibe konu ilamda hüküm altına alınan asıl alacağa karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesi gerekirken, faiz alacağı da dahil edilerek toplam alacak tutarına karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesinin hatalı olduğu-Takibe konu ilamda hüküm altına alınan asıl alacağa karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesi gerekirken, faiz alacağı da dahil edilerek toplam alacak tutarına karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesinin hatalı olduğu-
Takibe konu ilamda hüküm altına alınan asıl alacağa karar tarihinden itibaren faiz uygulanması suretiyle icra emrinin düzeltilmesi gerekirken, faiz alacağı da dahil…
-
7 Ocak
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi- Mahkemece davacı tarafın dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını talep ettiği asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde faizli alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi- Mahkemece davacı tarafın dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını talep ettiği asıl…
-
7 Ocak
TBK’nun 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamakta ise de, anılan hükümlerde getirilen kısıtlamaların, ticari nitelik taşımayan işler bakımından uygulanmasının zorunlu olduğu- Sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanabilmesi için ise, sözleşmede takip dayanağı bonoya açık atıf yapılmış olması, bir diğer ifade ile bono bedeli hakkında sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanacağının, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarı belirtilmek suretiyle açıklanması gerektiği-
TBK’nun 88. ve 120. maddelerinde akdi faiz ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların, ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamakta ise de,…
-
7 Ocak
Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, alacaklının da tacir olmasının gerekmediği, alacaklının haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacakları için tacir olan borçludan avans faizi oranında temerrüt faizi isteme hakkının bulunduğu
Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, alacaklının da tacir…
-
7 Ocak
Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte istenen yıllık %36 faiz oranı, yasal ya da ticari temerrüt faiz oranına denk gelmediğinden ve faiz oranına süresinde itiraz da edilmediğinden, alacaklının takipten sonrası için, yasal ya da avans faiz oranının uygulanmasını istediği sonucuna varılamayacağı- Dolayısıyla, takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde, değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması mümkün olmayıp; kesinleşen yıllık %36 oranı esas alınması gerektiği-
Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte istenen yıllık %36 faiz oranı, yasal ya da ticari temerrüt…
-
7 Ocak
Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari sayılacağı ve davacıların alacağın avans faizi ile tahsilini isteyebileceği-
Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari sayılacağı ve davacıların alacağın avans…
-
6 Ocak
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası- İspat yükü- Borçlunun, taşınmazını üçüncü kişi lehine rehin vermesi-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davasında, şikayetçinin taraf olmadığı alacaklı ile borçlu arasında düzenlenen rehin gibi resmi belgeler bulunması halinde…