Gerekçeli kararın davacı vekili adına stajyer avukatına kalemde elden tebliğ edildiği, ancak dosyada adı geçen kişiye davacı vekili tarafından verilmiş yetki belgesine rastlanmadığı gibi süre tutum dilekçesinin temyiz defterine kaydedilmesine rağmen, davacının üzerine düşen temyiz harcının da tamamlattırılmadığı anlaşıldığından, öncelikle noksan temyiz harç ve giderinin tamamlatılması ve adı geçen stajyer avukat adına düzenlenmiş yetki belgesinin sunulması için davacı vekiline usulüne uygun şekilde muhtıra çıkarılması, yetki belgesinin ibraz edilmemesi halinde davacı vekiline gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek ilgili belgeler dosyaya eklendikten sonra gönderilmesi gerektiği-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 321. maddesinin 2. fıkrasında, “Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu sebeplerle basit yargılamada 6100 sayılı Kanun’un 297/2. maddesindeki unsurları taşıyan hükmün, 6100 sayılı Kanun’un 321. maddesi uyarınca gerekçeli olarak açıklanması zorunludur.
6100 sayılı Kanun’un 321. maddesindeki “hükme ilişkin tüm hususlar”dan kastedilen 6100 sayılı Kanun’un 297. maddesindeki unsurlardır. Taraflarca süre tutum dilekçesinin verilmesi gerekçeli kararın tebliğ edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Gerekçeli karar tebliğ edildiğinde taraflar gerekçeli temyiz dilekçesi ile temyiz haklarını kullanabileceklerdir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun “hukuki dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, T.C. Anayasası’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36’ncı maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6’ncı maddesi nazara alındığında gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı kanun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 433. madde hükmü gereğince tarafların kararın temyiz edildiğinden haberdar edilmeleri ve katılma yoluyla temyiz talebinde bulunma haklarını kullanmaları için temyiz dilekçelerinin de diğer tarafa tebliğ edilmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre, gerekçeli kararın davacı vekili adına stajyer avukat … tarafından kalemde elden tebliğ edildiği ancak dosyada adı geçen kişiye davacı vekili tarafından verilmiş yetki belgesine rastlanmadığı gibi süre tutum dilekçesinin temyiz defterine kaydedilmesine rağmen davacının üzerine düşen temyiz harcının da tamamlattırılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, öncelikle noksan temyiz harç ve giderinin tamamlatılması ve adı geçen stajyer avukat adına düzenlenmiş yetki belgesinin sunulması için davacı vekiline usulüne uygun şekilde muhtıra çıkarılması, yetki belgesinin ibraz edilmemesi halinde davacı vekiline gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek ilgili belgeler dosyaya eklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
22. HD. 16.07.2014 T. E: 2013/14452, K: 22460